AYLAN KURDİ’YE MEKTUP

Çocuklarımızın  geleceği için dünyanın dört bir yanıyla paylaşalım lütfen.

AYLAN KURDİ’YE MEKTUP

Sevgili Aylan;

Senden önce de savaş kurbanı çocuk manzaraları gördüm. Ağzındaki emziğiyle sürgüne gönderilen; emekleyerek sınırı aşmaya çalışan bebek manzaraları. Kimyasal silahlarla zehirlenen; fosforlu bombalarla kömürleşen; şarapnel parçalarıyla dağılan süt kuzusu yavrulardan, baba kucağında kurşunlanan çocuklara kadar nice acı manzaralar gördüm. Ancak bir başkaydı bebeğim senin ölümün. Seninle birlikte insanlık da ölmüştü sanki. Yedi milyar insan bir mezar yerini bile çok görmüş, denizlere atmıştı seni. İnsanların gösteremediği merhameti köpek balıkları, insanların gösteremediği şefkati deniz suyu göstermişti sana. Köpek balıkları cansız bedenine dokunmaya kıyamamış, deniz seni kayalara çarpmadan, bir anne şefkatiyle kucaklayıp, nazik bir şekilde kumsala bırakmıştı; alın eserinizi görün dercesine. Karadaki etobur hayvanlar bile o minik bedenine saygısızlık etmemişti. Kısacası insanlık o devleşen bedeninin altında ezilen kum tanelerine dönmüştü.

Biliyor musun sevgili Aylan; seni gördüğüm günden beri o tatlı yanaklarına öpücükler kondurup geri çekilen dalgalar gibi gelgitler yaşıyorum. Bazen küfür, bazen beddua, bazen de lanetler savuruyorum adresini – muhatabını bilmediğim yerlere. Bazen sensiz – sessiz ağlıyorum. Yanlış anlama bebeğim ağlamam senin için değil; çünkü meleklerle birlikte olduğunu biliyorum. Ben insanlığını, onurunu, vicdanını yitirmiş halimize ağlıyorum. Ben ölümü unutmuş zavallı katillerin lekeledikleri öz çocuklarının haline ağlıyorum. En çok da kendi halime ağlıyorum; çünkü bir baba ve bir eğitimci olarak yaşamından birinci derecede sorumlu olan benim.

Üzgünüm bebeğim. Seni sömürü düzeninin kirli savaşlarından koruyamadım. Farklı kesimleri birbirleri için tehdit unsuru haline getirip çatıştıran; bu icraatlarıyla sömürgecilerin böl ve yönet politikasına hizmet eden partilerin etkisinden kurtaramadım. Ancak şunu bilmeni isterim ki denedim. Sen doğmadan yıllar önce Aylan’ları öldürmeyecek yeni bir dünya düzeni için kitap bile yazdım. Ancak akıbeti senden farklı olmadı. Sonuçta anlaşıldı ki maske takıp, düzene ücret karşılığı hizmet eden taşeron aydınların çoğunlukta olduğu bir dünyada ne Aylan’ları ne de Aylan’ları koruyacak fikirleri yaşatmak mümkün değildi. Yapabileceğim tek şey kalmıştı. Dünya çocuklarına başlığı “ DÜNYANIN SİYAH, BEYAZ, ESMER, SARI VE KIZILDERİLİ ÇİÇEKLERİ” olan bir özür mektubu yollayıp köşeme çekildim. Ta ki senin insanlığın suratına tokat gibi inen o muhteşem halini görene kadar.

Gerçek şu ki sevgili Aylan; mevcut dünya düzeni bahçemizdeki çiçekleri koparmakla kalmıyor; yüreklerimizdeki sevgi çiçeklerini de alıp götürüyor. Ancak şuna inanıyorum ki insanlığını yitirmemiş vicdanlı insanlar inadına Aylan isimli yeni çiçekler yetiştirecektir.

Sözlerimi “Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var” deyişiyle bitirmek istiyorum; çünkü insanlığa söylenecek ne varsa bir karelik fotoğrafınla söylemiş bulunuyorsun. Bundan fazlasını söylemek mümkün değildir.

Birazcık yüzüm olsa o tatlı yanaklarından öpmek istediğimi ifade etmek isterdim. Ne yazık ki bunu ifade edecek yüzüm yok bebeğim. 21.09.2015  M. Salih EKİNCİ

Yorum Yap!




Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.