İnternet Üzerinden

ÇALIŞMALARIM İÇİN NE DEDİLER

(Not: bu bölümdeki yazıların büyük bir bölümü okuyucuyu yormamak amacıyla yayımlanmamıştır. )

Tebrik ederim Salih gardaşım.
‘’ Vicdanın ziyası, ulum-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.’’
Hacı ŞAHİN
————————————————————–
Isa Muslubaş
28 Kasım, 18:46
Öncelikle aynı düşüncede olup, aynı derdin dertlisi olmanın mutluluğunu yaşadığımı ifade etmek isterim. Partilerin ülkemizi bölüp parçalama noktasında baş rol oynadığını görüp değerlendirmek, müzminleşmiş hastalığın teşhisini koymak gibidir. teşhis iyi konulursa tedavisi de ona göre sağlam ve hızlı olacaktır. Bu konuda uzun zamandan beri araştırma yaptığımı fakat henüz kaleme alamadığımı bilmenizi isterim. ama en kısa zamanda şu yanlış gidişatın alternatifi olarak ortaya koyduğunuz fikirleri okuyup öğrenmek isterim. sizi kutluyor başarılar diliyorum…
—————————————————————
 Yanlış mı anladım diye iki kez okudum. Kavramların ezber bozmanın ötesinde çarpıtıldığı açık. Alanyazında demokrasi; doğrudan, yarı doğrudan, temsili demokrasi olarak sınıflandırılır. Şimdi buna “ileri demokrasi” kavramı da eklendi. Yazıda kastedilen siyasi partilerin işlevsizleştiği ileri demokrasi ise Salih bey haklı olabilir. Eğer öyleyse Salih bey Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını ikna etmeli. Bakarsınız bizde kömürcü partilerden kurtuluruz, memleketin havası temizlenir.
13:18, 5 Eylül 2017, Mete Özmen
—————————————————————-

 Sayın Salih Ekinci

“Partisiz Yönetin” başlıklı kitabınızı aldık. Hıfzı Topuz Başkanlığındaki İLAD Yönetim Kurulu teşekkürlerini iletir. Bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Dr. Atilla Özsever Malt. Üniv. İİBF Öğrt. Gör. (İLAD Genel Sekreteri)

———————————————————————————————-

Selamlar

Güzel kitap teşekkür ederiz. Saygılarımla.

Salih Konjhodzic

Vjesnikö Croatya

———————————————————————————————-

Değerli Dostum M.Salih Ekinci

Önce selam eder çalışmalarınızda üstün başarılar dilerim. Şu anda piyasada olan Partisan Yönetin isimli kitabınız hakkında henüz bir bilgimiz yok. Batman’da hangi kitapevi tarafından satışa sunulmuş onu da bilmiyorum. Ancak birazdan öğrenirim.Gönderdiğiniz e-maildeki uzun röportajınızı baştan sonuna kadar okudum ve aşağı yukarı kitabınız hakkında biraz bilgi sahibi oldum. Konusu oldukça ilginç olan bu kitabınız ve özellikle sizin hakınızda gazetemizde bir haber yapmak için bize bir fotoğrafınızı ve kısa özgeçmişinizi bize gönderirseniz haber olarak yayınlanacaktır. Tekrar selam ve saygılarımı sunuyorum.

Şehmus Kartal (Batman Gazetesi Köşe Yazarı -Hasankeyf Eski Belediye Bşk.)

———————————————————————————————-

Değerli Okurum ve Sayın Hocam

İlginize teşekkür ederim. İletinizden yararlanacağımı bildirmek isterim.

Sevgi ve saygılarımla.

Erdal Şafak (Sabah Gazetesi Köşe Yazarı)

———————————————————————————————-

Sayın M.Salih Ekinci

Sitemize göndermiş olduğunuz mesaj ilgili site yetkilisi tarafından onaylanmış ve sitemizde yayınlanmaya başlamıştır. Konuyu bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Site Yönetimi www.abdullahgul.gen.tr

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci

Partisan Yönetme konulu söyleşinizi dikkatle okudum. Tespitleriniz yerinde. Ancak önerinize katılmak mümkün değil. Partisan diyorsunuz ama tek parti kurarak başlamaktan söz ediyorsunuz. Çok partiden tek partiye geçişi geçici süre için öneriyorsunuz ancak bunu kendinizin de eleştirdiğiniz dikey ilişkilere dayanan toplumla yapıyorsunuz. Yine siyaset için eğitim alan bir siyasetçi sınıf oluşturma fikriniz tartışmaya açık. O sınıf bir süre sonra imtiyazlarını topluma dayatmayacak mı? Eleştri ayrı, eleştirmiyorum. Önerilerinizi yaşama geçirilebilir olarak görmüyorum. Tam da sizin yerinde tespitleriniz nedeniyle üstelik. Demokrasi vurgusunu muhalefete yapar. Karşı görüşlere de yaşam hakkı tanıyan rejimdir. Bizim kurumları sakatlıyor olmamız kurumların ortadan kaldırılmasını değil, sakatlıkların giderilmesini gerektirir. Karar alma süreçlerinin dışında bıraktıklarımızı bu sürece dahil etmek, sizin üzerinde çalıştığınız projeden daha kolay. Çabalarınızı önemsiyorum, düşünmeyen, araştırmayan bir toplumda, düşünen her birey bir kazançtır. Saygı ve dostlukla.

Prof. Dr. Tülay Özüerman (Dok. Eyl. Ünv. İİBF Siy. ve Sos. Bil. Ana. D. Bşk.)

———————————————————————————————-

Kiymetli Salih Bey,

Konu çok dikkatimi çekti. Kitabınızı lütfeder gönderirseniz çok mutlu olurum. Yeni fikir ve projelerimizi sürekli paylaşmak dileklerimle…

Ahmet Nohutçu (Kocaeli Üniversitesi İİBF SBKY Bölümü Öğretim Üyesi)

———————————————————————————————-

Partisiz Yönetin isimli değerli eserinizi tarafıma gönderme nezaketinde bulunduğunuzdan dolayı içten teşekkür ederim. Bilinçli bir vatandaş ve eğitimci olarak ülkece daha katılımcı ve kaliteli bir yönetime kavuşma yolunda geliştirdiğiniz düşünceleri emek vererek kağıda geçirmiş olmanızı takdirle karşıladım. Bir siyaset bilimi doçenti ve öğreticisi olarak değerli fikirlerinizi öğrencilerime de aktarmaya çalışacağım. Başarı dileklerim ve saygılarımla.

Doç. Dr. Bedri Gencer (Koca. Üniv. İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü)

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

İyi dilekleriniz ve ilginiz için teşekkür ederim. Göndermiş olduğunuz yazıyı okudum, ancak hızlı okuma yaptım. Derinlemesine okumaya şu anda vakit ayıramadım. Görüşlerinizde katıldığım ve katılmadığım yönler bulunmakla birlikte şu aşamada söyleyebileceğim tek şey emeğinize saygı duyduğum ve duyulması gerektiğini düşündüğümdür. Şu anda yürütmekte olduğum çalışmamı bitirdikten sonra yazınızı tekrar okuyup size yazmayı düşünüyorum. Saygılarımla.

Yrd. Doç. Dr. Verda Canbey Özgüler (And. Ü. İİBF Çlş. Ek. ve End. İlşk. Böl.)

———————————————————————————————-

Değerli Hocam,

Sizi Yapmış olduğunuz çalışma dolayısıyla tebrik etmek isterim. Eminim zor koşullarda ve büyük bir emek sonucu böyle bir çalışma ortaya çıkmıştır. En kısa sürede kitabınızı temin edip okuyacağım. Sizlere yeni çalışmalarınızda başarılar dilerim. Saygılarımla.

Dr. Veysel Ayhan (Uld.Ü. İİBF Uluslar Arası İlişkiler Bölümü)

———————————————————————————————-

Salih Bey,

İletiniz için teşekkür ederim. Tamamını hemen okuyacak vaktim yok. Müsait olduğum ilk fırsatta okuyup görüşlerimi sizinle paylaşacağım. Ancak biraz okudum. Emek sarfetmişsiniz, zaman ayırmışsınız, gecikmemin doğru olmayacağını düşündüğüm için hemen yazdım. Mevcut siyaset ile ilgili tespitlerinize katılmamak elde değil. Yönetim okulu, bence üzerinde durulması gereken bir konu. Ama devamını getiremedim. Beni bekleyen asıl işlerim var. Hepsini okuyunca size döneceğim. Yılların birikimi olan ve bir ideali yansıtan bu çalışmadan istifade edilmesi gerektiğini, daha tam okumadan kanaat olarak ifade etmek isterim.

Saygılarımla.

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk -Gazi Ünv. İİBF Uluslar Arası İlişkiler Bölümü

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

İlginize teşekkür ederim. Röportajı zevkle okudum. Saygılarımla.

Prof. Dr. Sadık Rıdvan Karluk (And. Ü. İİBF Çlş. Eko. ve End. İlş. Bölümü)

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci

Öncelikle bu çalışmanızdan dolayı sizi tebrik eder başarılar dilerim. Röportajı okuyacağım. Kitabınızdan da kütüphanemize temin edeceğim. Daha sonra görüşlerimi sizinle paylaşacağım. Önümüzdeki ay ayrıntılı yazarım. Saygılarımla.

Ömer Faruk Gençkaya (Bilk. Ü. I.İ. Ve Sosyal Bil. Fak. Siyaset Bilimi Böl.)

———————————————————————————————-

Sayın Çok Değerli Salih Hocam;

Mailinizi yeni okudum. Kitabınız elime ulaşmadı ama en yakın zamanda temin edeceğim ve imzalamak için bana zaman ayırmanızı rica edeceğim. Sizi burada ağırlamak bir zevk olacak. Sizinle olan kısa ama doyumlu sohbetlerimde güzel ve kaliteli işlere imza atacağınızı sezinlemiştim. İlginizden dolayı çok teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim. Başarınızın ötesinde sadece sizi tanımak benim gurur duymamı sağlıyor. Görüşmek dileğiyle, saygılar sunuyorum.

Not: Telefonum değiştiği için numaranıza ulaşamıyorum. Benim cep: 05.5. …….

Esra Kısacık (Dicle Üniver. Fen. Ed. Fak. Araştırma Görevlisi)

———————————————————————————————-

Salih Bey,

Bana gönderdiğiniz mülakatı ancak okuyabildim. Mülakatı okumadan kitabınız da geldi. Çok teşekkür ederim. Kitabınızı da okuyacağım ve size döneceğim. Ancak zaman konusunda biraz sıkıntım var. Çalıştığım alan uluslar arası ilişkiler, bu da beni günceli takip etmeye itiyor. Ancak gelişmeler çok hızlı olduğu için zaman sıkıntım fazla. Emeğe ve iyi niyete olan saygım; bu ülke için bir şeyler yapma ve birikimlerini bu yolda kullanma çabası içinde olanlara duyduğum saygı nedeniyle, mülakatınızı okudum ve görüşlerimi aşağıda sizinle paylaşacağım.

1.30-35 yıl önceki koşullara bakıldığında, olumsuz hususların yanında bazı olumlu hususlar da görmek mümkün. Kendi kendine yeterli bir ülke konumundan dışa bağımlı bir ülke konumuna geldik ama, birey olarak günlük yaşamımızın düne göre daha iyi olduğu da bir gerçek. Dün, evimizde gaz lambaları ile ders çalışırken ve gaz ocağında pişmiş yemeği yerken, bugün bunları hatırlayanların sayısı çok az.

2.Eğitimcilerin ülkenin kaderini belirleme noktasında karamsar olmamak gerekir diye düşünüyorum. Kısa dönemli bakıldığında karamsarlık olağan gelebilir, ancak uzun dönemli bakıldığında eğitimcilerin ülkenin kaderi üzerindeki rolünün belirleyici olduğundan şüphe etmemek gerekir. Aradan 83 yıl geçmiş olmasına rağmen bugün hala Cumhuriyeti ve Atatürk’ü hedef alan ciddi bir kesimin varlığını bence eğitimin ülkenin kaderi üzerindeki etkisi açısından görmek gerekir. Eğitimcilerimiz eğer sizler gibi bilinçli ve fedakarca bir çaba içinde olsalardı, herhalde varlığımızı hedef alan ve bizi tekrar geriye (karanlık günlere) götürmek isteyen bu gelişmelerden bugün söz etmezdik. Eğitim çok önemli. Etnik ve dinsel ayrımcılık peşinde olanların, eğitime gösterdikleri ilgi ve bu alanda yoğunlaşmaları boşuna değildir.

3.Biliyorsunuz, doğrudan demokrasinin uygulanması, bugün düne göre daha çok fiili imkansızlık ile karşı karşıyadır. Doğrudan demokrasi bir ideal yansıttığı için temsili demokrasi vardır. Temsili demokrasinin iyi işlemediği de bir gerçektir. Mevcut siyasal sürecin işleyişi, siyasal partiler ve siyaset adamları ile ilgili genel tespitlerinize katılmamak elde değil. Yani katılıyorum.

4.Mevcut siyasal sürecin işleyişi açısından önerdiğiniz Yönetim Okulu modelini yerinde buluyorum. Yönetim Okulunun, sizin belirttiğiniz şekilde veya üzerinde çalışıldıktan sonra varılacak yeni şekliyle siyasal sürece dahil edilmesinde  yarar olduğunu düşünüyorum. Bu kaynak, Bu kaynak zaman ve enerji tasarrufuna  hizmet edecektir. Siyasal karar vericilerin, ülke gerçeklerini bilerek, farkında olarak ve ülke çıkarlarını gözeterek karar almalarına hizmet edecektir. Ve sizin tespit ettiğiniz olumsuzlukları büyük oranda ortadan kaldıracaktır.

5.Yetkilerin merkez yerine yerele aktarılmasından söz etmişsiniz. Bu demokrasi açısından doğru ve yerinde olmakla birlikte, güncel politik gerçeklerle tam olarak uyuşmayan bazı yanlara sahip bir konudur. Ve hala tartışma konusudur. Yerelleşme, yani merkezi idarenin küçültülmesi küreselleşmenin amacına hizmet eder, küreselleşmenin arkasındaki büyük güçlerin işine gelir. Ve iş gelip, siyasal sürecin işleyişindeki sorunlara dayanır. Bu nedenle, yerelleşmenin dozajı çok önemlidir. Büyük ve süper güçlere bakıldığında bunların kendi ülkelerinde/ kendi ülkeleri için merkezi idarelerini güçlendirdikleri, hedef aldıkları ülkelere de yerelleşmeyi bir reçete olarak takdim ettikleri görülür. Eğer yerelleşme rasyonel bir olgu ise, bunu kendilerine niçin uygulamadıklarını sorgulamak gerekir.

6.Biliyorsunuz, politika, özde kıt kaynakla ile ilgilidir. İstekler, hedefler ve ihtiyaçlar sonsuz, bunu karşılayacak araçlar/kaynaklar ise sınırlıdır. Ve bencillik az veya çok her insanın doğasında vardır. Kaynakları paylaştırma noktasına gelen siyasal karar vericilerin, eğer ülke çıkarlarını gözeten iyi bir siyasal bilince sahip değillerse, kişisel ve/veya partisel çıkarlara yönelmesi adeta kaçınılmaz oluyor. Kaynakları herkesin her ihtiyacını karşılayabileceği derecede bollaştırmak mümkün olamayacağına göre, iş yine gelip eğitimcilere dayanmaktadır. Eğitimciler, uzun dönemli olarak topluma yön verme işlemlerini unutmadan, sabırla ve özveri ile çalışmayı sürdüreceklerdir. Bizler gibi. Kendisinin beş kuruşluk çıkarı için, başkalarına yüz kuruşluk zarar vermekte bir yanlış görmeyen ve bundan çekinmeyen bir nesil var. Dün yendiği düşmanın bayrağının çiğnenmesini ve komutanının aşağılanmasını doğru bulmayan nesil, bugün kendi bayrağını ayakları altına alıp çiğnemekten çekinmiyor. Dün emperyalizmle mücadele edip onlara diz çöktüren nesil, bugün hem onların uşağı olmaya hazırdır, hem de kendi gelenek ve göreneklerini, büyüklerini hor ve küçük görmektedir. Böyle bir neslin nasıl ortaya çıkmış olduğu üzerinde durmak gerekir. Bu değişimde, eğitimin ve eğitimcilerin  payı olmadığı düşünülebilir mi? Genelde herkes Amerikalıların Türkiye’ye olan yakın ilişkilerinin askerlerle başladığını ve olduğunu bilir. Ama bu doğru değildir. İkinci Dünya Savaşından hemen sonra Amerikalıların Türkiye’ye olan ilgisi Milli Eğitim Bakanlığı ile başlamıştır. Amerikalı uzmanlar önce Genelkurmay Başkanlığında değil, Milli Eğitim Bakanlığında görev yapmışlardır. Bu da, eğitimin, bir ülkenin geleceği üzerinde ne kadar önemli ve etkili olduğunu gösterir. Sovyetler dağılınca bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetlerinden Türkiye’ye getirilen on bin öğrenciye de aynı gözle bakılmalıdır. Bunları unutmamak gerekir. Mülakatınızda belirttiğiniz haklı eleştrilerinizin, temelde bunların ışığında görülmesi gerekir diye düşünüyorum.

Salih Bey, size geç ama, uzun bir cevap verdim diye düşünüyorum. Umarım vaktinizi çalmamışımdır. Kitabınız ile ilgili görüşlerimi kısa sürede sizinle paylaşamayacağım için üzgünüm. Anlayışla karşılayacağınızı umarım. Yolunuz Ankara’ya düşerse, önceden haber vermek kaydıyla, sizinle görüşmekten mutluluk duyacağım. İnternet adresimi biliyorsunuz, diğer iletişim bilgilerimi de kişisel web sayfamdan (www.h…….u.com) alabilirsiniz. Ayrıca, yaklaşan Kurban Bayramınızı ve yeni yılınızı da bu vesileyle, şimdiden kutluyorum.

Prof. Dr. Osman Metin Öztürk (Gazi Ü. İİBF Uluslar Arası İlişkiler Bölümü)

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

Sizi içtenlikle kutluyor ve önerdiğiniz, ortaya koyup geliştirmeye çalıştığınız “Partisiz Yönetim” modelinizi gerek ulusal, gerekse uluslararası toplum açısından gerçek demokrasi adına somut ve işlenebilir bir kurtuluş yolu olarak destekliyorum. Demokratik çabanızda başarılar dileğiyle…

Yrd. Doç. Dr. Naci Doğan (Muğla Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü)

———————————————————————————————-

Kiymetli Öğretmenimiz Sayın Salih Ekinci’ye,

Çabalarınız ve çalışmalarınız umarım devam eder. Kitabınızı yolladığınız için teşekkürlerimi kabul etmenizi rica ediyorum. Saygılarımla

Yrd. Doç. Dr. Sevim Budak (I.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi)

———————————————————————————————-

Sevgili Hemşehrim

Gerçekten ilginç olan kitabınız elime geçti. Çalışmalarınızda başarılar diler, içtenlikle kutlarım….

Mahmut Turgut (Ankara Fotoğraf Sanatçıları ve Edebiyatçılar Derneği Üyesi)

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

E-postamı yine geç açmış olmamdan otürü iletinizi yeni aldım. Teşekkür ederim. Yazıda ifade ettiğim üzere, önemli olan birbiri için değer ve anlam taşıyan insanların içten dilekleridir, teşekkürler. Son birkaç sayfası hariç kitabınızı okudum. Benim de sizinle görüşmek isteyeceğim konular olacak. Gelecek yazımda konuyu tartışmaya açmak adına işleyeceğim, katılmadığım konular tahmin edersiniz ki var. Ancak, asıl ben sizi bu yürekliliğiniz ve insanlık emeğiniz adına kutluyorum.Saygı ve sevgiler sunuyorum.

Zuhal Köseoğlu -Bursa Öner Dergisi Köşe Yazarı

———————————————————————————————-

Merhaba Salih Bey,

Röportajımızın bir bölümü bugün yayımlandı. Size çektiğim fotoğrafları da yolluyorum, belki lazım olabilir, kitabınızı da aldım, çok naziksiniz.

Mahir Bora Kayıhan (Bursa Olay Gazetesi)

———————————————————————————————-

Değerli Kardeşim,

İlginize sonsuz tşk. Yavaş yavaş normal yaşamıma dönüyorum. Umarım ve dilerim sizler sağlık afiyet ve huzur içinde çalışmalarınızı başarılı bir şekilde sürdürüyorsunuz.

Oktay Öksüzoğlu (Kıbrıs Halkın Sesi Gazetesi Ankara Temsilcisi)

———————————————————————————————-

Sevgili Salih Bey,

Ben şu sıralar Ankara’dayım. Kitabınız İstanbul’a gelmiş. Çok teşekkür ediyorum. Kitabı okuduktan sonra da ayrıca teşekkür edeceğim. Saygılarımla.

İlhan Kesici (Eski DPT Müsteşarı)

———————————————————————————————-

Mrb. Salih,

Kitabını henüz bitiremedim. Zaman sorunum olduğundan dolayı da tam olarak odaklanamadım. Ama özümseyerek okuyup bitirmek istiyorum. Günümüzde partileri sıkça eleştirmeyen hiç kimse yoktur. O halde, yani sıkça eleştrilen bir örgütü yok etme fikrini içtenlikle destekliyorum. Liderlerin her şeye karar verdiği bir sistemde vekillerin pasif duruma düşmesi toplumu üzmektedir. Liderin olmadığı partisiz yönetimde herkes fikrini açıklayabileceği için daha doğru kararların alınacağı muhakkaktır.Ayrıca günümüzde bir ilden seçilen milletvekili sözde ve yasal olarak Türkiye milletvekili sayılıyor ama fiili durumda hiç de öyle görülmüyor. Partilerin toplumu ayrıştırdığı ve nifak tohumları ektiği görüşüne içtenlikle katılıyorum. Toplumun bilgili, eğitimli, çağdaş ve aydın sayılan kesimi şimdiki partilerde yer almadığı için liderler sultalarını devam ettirebilmektedirler. Halbuki partisiz yönetimde işin ehli insanlar işbaşına gelecektir ve lider sultası yok olacaktır.

Mehmet Tüllük (Emekli Öğretmen)

———————————————————————————————-

Sayın M.Salih Ekinci

“Partisiz Yönetin” isimli zengin içerikli kitabınızı bana da gönderme lütfunda bulunduğunuz için teşekkür ederim.

Çalışmalarınızda başarılar diler, saygılar sunarım.

Prof. Dr. Rıdvan Ege (Ufuk Ü. Kurucu Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı)

———————————————————————————————-

Sayın Salih Ekinci

Göndermiş olduğunuz değerli eseriniz “Partisiz Yönetin” kitabı için çok teşekkür ederim. Katılımcı demokrasinin ve halkın bizatihi yönetime katılımının etkili ve doğru yönetim için zaruri bir şart haline dönüştüğü günümüzde böyle faydalı eserlerin herkesin kütüphanesinde bulunması gerektiği inancındayım. Bu güzel eser için tekrar teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.

Tahsin Bulut (Bursa Büyükşehir Bld. Yerel Gündem 21 Genel Sekreteri)

———————————————————————————————-

Eğitimci-Yazar M.Salih Ekinci ile yapılmış olan aşağıdaki nehir-röportajı, sitemizin cicim aylarında, editörümüz Fersent Kanat yapmıştı. Tekrardan yayınlamamıza sebep; yaklaşan genel seçimler arifesinde siyasi partilerin bu görüşlerden fazlasıyla istifade edeceklerini düşünüyor olmamızdır. Bu arada sitemizde açtığımız Röportaj bölümünü aktif hale getirmek için de bizlere iyi/güzel bir vesile olmuştur. Yeniperspektif.com Sitesi

Sevgili Meslekdaşım, Arkadaşım M.Salih Ekinci’nin yazmış olduğu Partisiz Yönetin” adlı kitabı siyasal hayatımıza kattığı için öncelikle teşekkürlerimi arz etmek isterim. Reform niteliğindeki öngörülerini içtenlikle destekliyorum. Özellikle 8 (sekiz) yıla dayalı Siyaset okullarının gündeme getirilişini kayıtsız şartsız savunuyorum. “Partisiz Yönetin” adlı kitabı herkesin okumasını salık veririm. Ayrıca yukarıdaki röportajı da yazıcıdan çıktı alıp, ilgili yerlere-özellikle partilere gönderilmesinin büyük önemi vardır. Zira bu reformu yapacak olanlar şimdiki partilerin parlamento temsilcileridir. Tekrar tebrik ediyor, şükranlarımı sunuyorum.

Mehmet Tüllük -Emekli Öğretmen (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Bu sarsıcı görüşlerinizle, iktidarı düşünen bir partinin yanınıza gelip, ileride Milli Eğitim Bakanı olacağınız bir hükümet için neden kolları sıvamasın diyorum. Aday olmayı düşündüğünüz bir siyasi oluşum var mı? Zevkle okudum fikirlerinizi, bu sitenin hayırlı bir iş yaptığını düşünüyorum bu değerli düşüncelerinizi bizimle buluşturduğu için. Saygıyla

Burhan Tekçe (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Sevgili büyüğümüz, meslektaşımız, öğretmenimiz Salih Bey’in fikirlerini zevkle okudum. Fikir üreten daha iyi bir toplum düşleyen ve malesef bu düşlerinde yalnız bırakılan Salih öğretmenime saygılar duyuyorum. Ne mutlu O’na ki bu toplumun bir ferdi olarak toplum adına düşünüp yazabildi. Yürekten kutluyorum. Temennim Salih öğretmenimin fikirleri sessiz çoğunluğun sesi olsun ve toplumun her kesimine iletilsin. Başarılar diliyorum sayın büyüğüme.

Memduh Çelik -Yalova Esenköy Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü Müdür Yrd. (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

İlkönce böyle bir kitap yazdığınız için size çok teşekkür ediyorum. Kitabınız Memduh Çelik sayesinde elime geçti. Savunduğunuz fikirlerin gerçekleşeceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Kitabını kendim beğendiğim gibi çevremdeki insanlara da tavsiye de edeceğim. Yazılarınızın ve kitaplarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Saygılarımla.

Alperen Ağbaş (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Yıllarca bu partileri tamamen kapatalım diye konuştuk ama sadece düşüncede kaldı. İlk defa bu konuda bir kitap okudum ve hoşuma gitti. Demekki düşüncemizde yalnız değiliz. Sizi tebrik ediyorum, saygılar. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Muammer (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Bireyin yaşadığı planetin uçuruma götüren kötü gidişatına engel olamaması tuhaf bir duygu. Bindiğiniz gemi her geçen an biraz daha almakta ve yaşam şansınızı biraz daha kaybettiğinizi her geçen gün daha şiddetli hissediyorsunuz. Bu değerli eğitimcinin yazdığı önemli ve alternatif olabilecek görüşlerini insanlığın geleceği için çok önemsiyorum. Ama önemli olmak, yaşadığımız ülkeye, dünyaya faydalı olmak, barışçıl olmak ve üretken olmak prim yapan şeyler değil, belki çok pesimist görünecem ama sevgili hocam Salih Ekinci son demlerini gördüğümüz mavi gökyüzünün ve gökkuşağının güzel renklerini doya doya yaşama bir daha gelememenin kekremsi tadını hissetmemek için politikadan uzak ve insan olan erdemlerinin hakim olduğunu düşündüğüm yüreğinizi sevdiklerinizle paylaşın derim. Çünkü biliyorum en mükemmel düşler ve düşünceler politikacıların elinde en rezil kanunlara döner. Batan geminin bir ferdi olarak sizi tüm içtenliğimle destekliyorum. Ve her platformda yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyorum…

Aras (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Mardin Öğretmenevi’nde başlayan tanışıklığımız, dinlerin, dillerin ve taşlarıyla güzel insanlarının yaşadığı Mardin İli’nde süren dostluğumuzla, tanımaktan gurur duyduğum değerli büyüğüm, hemşehrim “Partisiz Yönetin” adlı eserin Yazarı M.Salih Ekinci’yi canı gönülden kutlar, eserin yabancı dile çevrilip tüm insanların faydalanmasını dilerim. En derin saygılarımla.

M.Selim Sincar -Mardin Öğrenci Yurdu Müdürü (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Değerli meslektaşım Salih Ekinci’yi bu çalışmasından dolayı kutluyorum. Kendisiyle Mardin’de birlikte görev yapmaktan mutlu olduk. Benzer çalışmalarında kendisine başarılar diliyorum.

Ender Duman -İlköğretim Müfettişi (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

İlginç bir şekilde Bursa Öğretmenevi’nde tanıştığım Sayın M.Salih Ekinci’nin “Partisiz Yönetin” adlı özgün çalışmasını büyük bir heyecan ve merakla bir solukta okudum, çok beğendim. Benim gibi bir eğitim emekçisi olan Sayın Ekinci’yi bu orijinal çalışmasından ötürü tebrik ediyor, güzel düşüncelerinin uygulamada da hayata geçecek günleri hayal ediyorum. “Tekere Çomak Sokan” bu düşün eseri elbette bir gün rağbet görecek ve iktidara hükmedecektir. Ancak, biz bunu herhalde sağlığımızda göremeyeceğiz… Çok yazık! Görüşlerimi bir Afrika Atasözü ile bitirmek istiyor, Sayın Ekinci’ye bundan sonraki çalışmalarında başarılar ve yaşamında mutluluklar diliyorum. Daha aydınlık bir Türkiye özlemi ile kalın sağlıcakla. “SULAR YÜKSELİNCE BALIKLAR KARINCALARI YER, SULAR ÇEKİLİNCE DE KARINCALAR BALIKLARI…  KİMSE BU GÜNKÜ ÜSTÜNLÜĞÜNE VE GÜCÜNE GÜVENMEMELİDİR…. ÇÜNKÜ KİMİN KİMİ YİYECEĞİNE “SUYUN AKIŞI” KARAR VERİR.”

Prof. Dr. Ömer Akat -Uludağ Üniversitesi (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

“Partisiz Yönetin” kitabını yazarken, yayına hazırlarken ve yayınlarken sizin harcadığınız çaba, çektiğiniz eziyetler dostlarınızın hafızasındadır. Çok güzel bir eser meydana geldi. İçtenlikle kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum. Saygılarımla.

Tahir Aydın-Emekli Öğretmen (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Ömrünü geleceğimizin teminatı olan çocuklara adayan değerli yazar-eğitimci M.Salih Ekinci’yi en kalbi duygularla kutluyorum. Çocuklarımızın sözde değil özde demokratik bir toplum/cumhuriyet bırakmak için halkın iradesi önündeki bütün engelleri kaldırmak gerekir. Seçim sürecine girdiğimiz bu günlerde bir takım ayak oyunları ile halkın iradesinden korkan parti liderleri, bu iradenin parlamentoya yansımaması için nasıl işbirliğine girdiklerini hep birlikte gördük. Bu son gelişmeler değerli eğitimci-yazar M.Salih Ekinci’yi ve yazdığı “Partisiz Yönetin” kitabındaki kaygılarını ve önerilerini bir kere daha haklı çıkarmıştır. Öngörünüz ve duyarlılığınızdan dolayı sizi kutluyorum. Bu konudaki katkılarınızın devamını diliyorum.

M.Ali Büyükaslan –İlköğretim Müfettişi (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Değerli hocam röportajınızı okudum. Tahlilleriniz ve yaklaşımınız, geleceğimiz ve demokrasi adına son derece önemli ipuçları vermektedir. Bu çalışmanızı aslında ülke yönetimine talip olan parti başkanlarının okuması gerekir. Tabi işlerine gelirse…  Selam ve sevgilerimle.

Şekip Büyükaslan (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Salih beyin kitabını zevkle okudum. Kendisini yakından tanıyorum. Yetiştiği ortamdan dolayı içinde müthiş bir insan sevgisi ve hoşgörü vardır. Bu da eserine yansımıştır. Gerçekten toplumun özlemle beklediği bir eser, ancak kitabın içeriği ve toplumun refah ve mutluluğu için getirdiği çözümler günümüz dünyasında silah endüstrisi başta olmak üzere bazı kesimler tarafından hoş karşılanmayabilir. Kendisini kutluyorum.

Zeyni Teker -İlköğretim Müfettişi (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Saygıdeğer eğitimci-yazar M.Salih Ekinci’nin kitabını zevkle okuyan kişilerden biriyim. Sizi tanıdığım için mutluyum….. Başarılar. Yaşam boyu sağlık, mutluluklar dilerim

İbrahim Şahin-Eğitimci (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Kitabın yazarı ile 5 yıl müfettişlik yaptım. Yazdığı kitabın dünya demokrasilerine yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Başarılarının devamını dilerim.

İdris Bakırhan-Bartın Milli Eğitim Müdür Yardımcısı(Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Halkın gönlünden geçen duyguları dile getirmişsiniz. Siyaset Sahnesinde tartışma yaratacak bir eser. Sizi Kutluyorum.

Mehmet Şahin (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Değerli arkadaşım M.Salih çok güzel bir çalışma, başarılı olacağına yürekten inanıyor, insanlık için hayırlı olmasını diliyorum.

Erol Polat (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Emeğiniz ve duyarlılığınız için teşekkürler. Günümüzde düşünen, okuyan ve yazan çok az kişi var. Ancak önerileriniz uygulamaya geçebilecek türden değildir. Ütopik. Saygılar

Celal Aslan (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Saygıdeğer Salih hocam, bu çalışmanızın büyük bir emeğin ve alınterinin ürünü olduğu kuşkusuz. Bu alınterinizi bu güzel kitapta şekillendirmenize ve de serin esintiyle verdiğiniz hoş kokuya hayran kaldım. Umarım gerekli merciler de gerekli duyarlılığı gösterir ve bu güzelim düşüncelerinizi paylaşmak için çaba sarfeder. Hocam anlamadığım tek şey neden bu gibi düşünceler hep siyaset dışı kişilerden çıkar? Siyaset bir aldatmaca besbelli, bizi aldatan siyasetçi, bilerek aldanan biz, oyumuzu bunlara veren biz… ve daha nice yıllar biz, onlar olmaya devam edeceğiz…. yazık. Sonsuz saygılar hocam.

M.Selim Aydın (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————

Sayın hocam bu değerli eseriniz için sizi yürektn kutluyorum. İçinde bulunduğumuz toplumda sizlere her zaman ihtiyaç duyulacaktır. Herkesin okuması gereken bir eser kazandırdığınız için şükranlarımı sunuyorum.

Behiç Sadi- Diyarbakır M.Akif Ersoy Yurt Müdürü (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Sn. M.Salih Ekinci,

“Partisiz Yönetin” isimli kitabınızı aldım. Çok önemli bir emek ürünü. Elinize sağlık. Çok teşekkürler. Saygılarımla.

Prof. Dr. Uygur Kocabaşoğlu (İzm. Eko. Ü. İletişim Fakültesi Dekanı

———————————————————————————————-

Kaleme alıp bana da göndermiş olduğun bu düşüncelere katılmamak mümkün değil. Teşekkür ederim. Ayrıca böyle aydınlık saçan görüşlerin için de seni içtenlikle tebrik eder, mutluluklar dilerim. Kal sağlıcakla.

Prof. Dr. Ömer Akat (Uludağ Üniversitesi)

———————————————————————————————-

Eline ağzına sağlık hocam

Rasim Koçer (Bursa Eğitim-Sen Şubesi Eğitim ve Kültür Sekreteri

———————————————————————————————-

Hocam saygılar. Kitabınızı okudum. Teşekkür ederim. Fikirlerinizi yaymayı görev bilirim.

Özgür Yücel (e-mailJ

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

Feryadınızı anlıyorum. O zaman harekete geçmek lazım.. Ne zaman için verilecek en doğru cevap “hemen şimdi” dir. Eğitimcinin emeklisi olmaz biliyorsunuz. Bu kadar onurlu, vefakar, çalışkan irfan ordusununbu kadar soyguncu, bölücü, sahtekar vs. yetiştirmesini hiç bir zaman anlamadım. Demekki eğitimin gücü tek başına çalışkan, doğru, dürüst birey yetiştirmeye yetmiyor. Geleceğe olumlu bakmak lazım… “Her şey güzel olacak” selam ve saygılarımla…

Emine Bozkurt (Tem-Sen Genel Sekreteri) -e-mail

———————————————————————————————-

Sayın Salih Ekinci,

“Partisiz Yönetin” adlı değerli eserinizi kütüphanemize kazandırdığınız için çok teşekkür ederim. Kitabınızı zevkle okuyacağım.

En derin saygılarımla.

Sinan Aygün (Ato Yönetim Kurulu Başkanı) – e-mail:

———————————————————————————————-

Muhterem dostum, eline sağlık… Yazınızı okudum. Özeleştrinizi ve duygularınızı içtenlikle paylaşıyorum. Ama günümüz dünyasında öne sürdüğünüz, adil, kardeşliğe dayalı görüşlerinizi kabul edecek kaç kişi kaldı. Bu düşüncelerin uygulama şansı nedir sorusunu da belirtmek durumundayım. Yazınızı da e-posta adresini de gruba gönderiyorum. Sevgi ve saygılarımla.

M.Ali Büyükaslan-İlköğretim Müfettişleri Sitesi Grup Üyesi (e-mail

———————————————————————————————-

Merhaba Salih Bey,

Yazınızı bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Bizim için yazınızı yayımlamak büyük bir mutluluk oldu. Şu anda yazınız Yetmiyor.net adresinde yayında; ana sayfaya girildiğinde de son eklenenler listesinde en üstte duruyor. Hoşgörünüze sığınarak bazı eksiklikleri gidermeye çalıştım. Bu yüzden yazınızın ilk sayfasında üç ufak değişiklik yaptım.

Bu bölümde argümanınızı güçlendirmek için “işçinin, köylünün, esnafın..” kısmının başına sermayedarı da ekledim; mevcut statükoyu koruyan parti üyeleri genellikle bu gruptan seçiliyor, zaten sonraki paragraflarda da bahsetmişsiniz.

Bunların dışında yazınızın özgün halini yayımlıyoruz; eğer bir aksaklık varsa veya orijinalinin korunmasını istiyorum diyorsanız lütfen irtibata geçin. Bir de, yazınızın yanında görünmesi açısından bize ufak bir fotoğrafınızı da gönderebilirseniz çok iyi olur.

Not: Kitabınızı eğer e-kitap halinde yayımlamayı düşünürseniz, sitemizde memnuniyetle kalıcı olarak bağlantısını sunabiliriz. Kolaylıklar dilerim.

Serdar Cevher (Yetmiyor.net Editörü) (İst. Ü. Öğrencisi)  e-mail:

———————————————————————————————-

Merhabalar

Ben yetmiyor.net kadrosundan Onurcan Enginsu. Yazınızı biraz önce okudum. Sınav öncesi rahatlama amaçlı. Hukuk fakültesi birinci sınıfta aldığım anayasa hukuku dersinde siyasi parti sistemleri ilgimi çekmişti. Aynı anda hukuk felsefesiyle harmanlanmış hukuk başlangıcı dersi de gördüğümüz için partilerin siyasete ve demokrasi anlayışına doğrudan veya dolaylı olarak zararının olabildiğini (pratikte her zaman olduğunu) teşhis etmiştim. Bu nedenle kitabınız ilgimi çekti. Ve internetten araştırmasını yaptım. Şu anda internet üzerinden kitap satışı yapan bazı sitelerde kitabınız bulunuyor, ayrıca radikal sokak kitaplarında da dolanmakta, ben şahsen bu yollardan biriyle kitabınızı elde etmeye çalışacağım, hatta bir terslik olmazsa akşama sipariş vermiş olurum. Yazınızda kitabınızı yeterince dağıtamamaktan, hedef kitlenize ulaştıramamaktan yakınmışsınız. Sadece fikir açısından belirteyim dedim, e-kitap yöntemi belki size ulaşmak istediğiniz mecraya elinizi uzatabilmek açısından yardımcı olabilir. Kitabı internet üzerinden dağıtmak hem ulaşılabilirliğini arttırmak açısından, hem de alınmasını kolaylaştırmak açısından (kitap okuyan insanların bile artık kitapçılara çok uğramadığı ve o kadar tercih arasında kitabınızın güme gidebileceği düşünüldüğünde) iyi bir fikir olabilir. Kitabı bilgisayar formatına geçirdikten sonra istediğiniz internet sitesinden bedava ya da ücret karşılığı dağıtabilirsiniz. Eğer bu fikir aklınıza yattıysa e-kitap yapma konusunda size yardımcı olabilirim. Şu anda daha fazla bilgi veremediğim için kusuruma bakmayın. Zira sınavıma yetişmem lazım. Ticaret Hukuku, benim bile sınırlarımı aşabilen bir sınav. Saygılar.

Onurcan Enginsu (Yetmiyor.net Sitesi Yazarı – Üniversite Öğrencisi) e-mail:

———————————————————————————————-

Merhaba Salih Bey,

Yanıtınızı mutlulukla okudum. Yazınızı yayına koyduktan sonra kitabınızı ve röportajınızı internet üzerinden araştırmıştım, o yüzden kitabınızı bana yollamanız gerçekten beni sevindirir. Adresim:…………… Benden sonra kitabınızı okumak isteyen bir arkadaşım daha var. Sanırım o da size kitabınızı e-kitap olarak yayımlamayı teklif eden bir e-posta göndermiş.

E-kitap şöyle oluyor: Kitabınızı bilgisayarda yazdıysanız, word dosyasını pdf dosyasına dönüştürüyoruz, böylece ekranda sanal bir kitap olarak sayfaları çevrilip okunabiliyor. Tabi böyle olduğu zaman kar elde etmeniz mümkün olmuyor, ama “kitabımda yer alan konuları tartışmaya açmaktan başka hiçbir beklentim de yoktur.” sözünüzden anladığım kadarıyla kitabınızın daha çok okunmasını istediğiniz için bu bir avantajı olabilir. Şu anda internette “e-book” veya “e-kitap” diye bir araştırma yaparsanız birçok yerli ve yabancı kitabın e-kitap formatında sunulduğunu görebilirsiniz.

Röportajınızı ve öteki yazılarınızı da çeşitli aralıklarla yayımlamak isteriz; ancak hem konuyu hemen gündemden düşürmemek hem de sitede yazan öteki arkadaşların yazılarının birden bire altta kalmasıyla şevklerini kırmamak için bu eklemeleri 1-2 haftalık aralıklarla yapalım desem herhalde sizin için de bir mahsuru olmaz. Bana bir e-posta  ile öteki yazılarınızı, yazıların yayımlanmasını istediğiniz sırayı ve bir de röportajınızın tercihen 3 veya 4 parçaya bölünmüş halini yollayabilirseniz; hem kitabınızı sürekli gündemde tutmuş oluruz, hem de sitemizi takip eden pek çok genç insan bu fikirlerden haberdar olmuş olur.

Son olarak ben de size naçizane bir soru yöneltmek istiyorum. Biz yaklaşık altı aydır yayında olan, neredeyse tüm kadrosu üniversite öğrencilerinden oluşan bir siteyiz ve hiç bir reklam yapmadık. Acaba sitemizden nasıl haberdar oldunuz, farkında olmadan kendi çevremiz dışındaki kitlelere nasıl ulaşıyoruz? Bunu bilmek bizi mutlu eder. Tekrar görüşmek dileğiyle, saygılar sunarım.

Serdar Cevher (Üniversite Öğrencisi – Yetmiyor.net Sitesi Yazarı) e-mail:

———————————————————————————————-

Tekrar Merhabalar,

Kusuruma bakmayın cevap yazma fırsatını ancak bulabildim. 2 hafta boyunca sınav olduktan sonra haftasonumu dinlenmekle geçirdim. Röportajınızı da bu nedenle ancak bugün okuyabildim. Çekincem yorgun bir beyinle fikirlerinizi tam anlayamamaktı. Röportajınızı okuyunca sizin dediğiniz gibi kitabın bir nevi özeti mahiyetinde olduğunu gördüm. Fikirlerinizin çerçevesini kafamda çizebildim ama çerçevenin içini doldurmak en azından şimdilik benim hayal gücüme ve varsayımlarıma kaldı. Röportajdan çıkarabildiğim fikirlerinizden katıldıklarım olduğu gibi farklı yönlerden çalıştıklarımda var. Çalıştığım fikirler genelde yöntem konusunda yoğunlaşıyor. Yine de sonuç olarak fikirlerimiz benzer, ikimiz de siyasi partilerin bizimki gibi ülkelerde demokrasi idealini zedelediği konusunda hemfikiriz. Üstelik bu görüş artık dünya genelinde de daha geniş kabul görüyor.Haberiniz olup olmadığını bilmiyorum ama Belçika’da bir önceki genel seçimlerde gençlerden oluşan bir grup seçimleri ilginç bir şekilde protesto etti. Tepki gösterdikleri şeyler partiler ve milletvekillerinin iki yüzlülüğüydü, bu tepkilerini göstermek için de bir parti kurup seçimlere katıldılar, partilerinin adı NEE idi (kendi dillerinde “hayır” anlamına geliyor). Kendilerine oy verecek tüm seçmenlere tek bir şey vaadettiler, o da seçilen vekil sayısı kadar koltuğu meclis genel kurulunda boş bırakmak. Gerçi seçimlerde başarı kazanamadılar, diğer partiler gibi ellerinde ekonomik imkan yoktu, yüzleri tanınmıyordu fakat yine de internetten yürüttükleri kampanya ile birçok ülkede taraftar toplayabildiler. Sonuçta seçimler bu gençlerden daha iyisinin de kolay kolay bulunamayacağını gösterdi, aylarca Belçika’da hükümet kurulamadı. Umarım öyle ya da böyle bir şekilde şu anda uygulanmakta olan yönetim sisteminden daha iyisi zamanla bulunur ve uygulanır; çünkü artık demokrasinin “en iyi” yönetim sistemi olmadığı ve adil bir yönetim için yeterli olmadığı anlaşıldı. Hatta diyebilirim ki demokrasinin sadece bir yönetim sistemi olduğu anlaşıldı, yönetenler idealden uzaklaştıkça tiranlıktan (ya da yerine göre oligarşiden) farklı olmadığı görülebiliyor.

Röportajınızda medya hakkında söyledikleriniz de ilgimi çekti. Genel olarak dillendirilen medyanın yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olduğu görüşünü bir adım ileri götürerek iktidara olan etkisi bağlamında adeta bir yönetim erki olduğunu söylemişsiniz. Bu benim de katıldığım bir görüştür. Ülkemizde kanımca, medya daha yönetim erki statüsüne ulaşamamıştır. Fakat özellikle Refahyol hükümeti ve AKP’nin ilk döneminde iktidara büyük etki yapabildiği, isterse rezil isterse vezir edebildiği görülmüştür. Üstelik son birkaç yıldır medyada bir nevi tekelleşmenin de oluştuğu göz önüne alınırsa yönetim erki statüsüne ulaşmasının kolaylaşmış olduğu söylenebilir. Bu bağlamda yetmiyor.net bünyesinde hakkında yazmayı düşündüğüm internet özgürlüğünün tehlikede olması olgusu da önem taşımaktadır. Zira internet diğer medya dallarına göre daha özgürlükçü ve tekelden uzaktır.İnternetin de diğerlerinden farksız bir medya dalı haline gelmesi, büyük şirketlerin kontrolüne geçmesi durumunda özgür eleştri yapabilmek için farklı bir iletişim yönteminin icat edilmesini beklemekten başka çare kalmayacaktır.

İlk mailime çok kısa sürede cevap vererek beni mutlu ettiğiniz için size teşekkür ederim, ne yazık ki içinde bulunduğum sınav dönemi nedeniyle aynı inceliği ben size gösteremedim, özürlerimi kabul edin. Ayrıca kitabınızın bir kopyasını gönderme teklifinde bulunduğunuz için de ayrıca size teşekkür etmek isterim, istediğiniz gibi yazışma adresimi mailimin sonuna ekliyorum. Umarım ben sizin kitabınızı okuduktan sonra fikirlerimizi tekrar karşılaştırma şansımız olur.

Onurcan Enginsu- Üniversite Öğrencisi, Yetmiyor.net Sitesi Yazarı-e-mail:

———————————————————————————————-

Sayın M.Salih Ekinci,

Kitabınız 2-3 gün önce elime geçti; ben de size bir teşekkür e-postası yazmak istiyordum ancak hafta sonu da dahil olmak üzere devam eden sınavlarımdan bir an için başımı kaldırma fırsatı bulamadım. Onurcan Enginsu’ya gönderdiğiniz kitabın da eline geçtiği haberini aldım. Bu inceliğiniz için size kendim ve arkadaşım adına çok teşekkür ediyorum.

İlk fırsatta kitabınızı ilgiyle okuyacağım; kokuşmuşlukların çaresi üzerine kafa yoran bir genç olarak bu konunun beni fazlasıyla ilgilendirdiğini söyleyebilirim. Tekrar teşekkürlerim ve saygılarımla.

Serdar Cevher (Üniversite Öğrencisi -Yetmiyor.net Sitesi Yazarı) E-mail:

———————————————————————————————-

Salih Bey,

İlgilendiğiniz için teşekkürler. Kitabınız Pazartesi elime geçti, dün bir yakınımızın işleriyle uğraştığım için bakmak şansı bulamadım, ancak bugün kitabın kapağını açabildim, sonuna kadar da geldim. Gerçekten ilginç fikirleri barındıran, üstelik aynı konudaki diğer kitaplardan farklı olarak okuyucuya eziyet etmeyen bir kitap. Önceden de belirtmiştim, katılmadığım görüşleriniz tabii ki var fakat kitabın içindeki tüm fikirler takdire şayan, önerilerinizin hepsi olmasa bile bir kısmının uygulanmasıyla dahi şu anki yönetim sistemi biraz ferahlayabilir, inancım budur. Sizi fikirlerinizi yaymak konusundaki idealinizin peşinden gittiğiniz için kendi adıma tebrik ederim, umarım biz de aynı kararlılığa ve cesarete zamanla sahip oluruz. Özellikle benim gelecekteki mesleğimde doğrularından vazgeçmemek önemli bir meziyet olacaktır, eğer bu meziyeti kazanıp koruyabilirsem… Ayrıca österdiğiniz ilgi ve fikirleriniz paylaşmak adına kitabınızı bana yollamak cömertliğini gösterdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim.

Onurcan Enginsu (Üniversite Öğrencisi-Yetmiyor.net Sitesi Yazarı) e-mail:

———————————————————————————————-

Hocamın yapıtının derinlikli teorik açıklamalardan ziyade daha çok pratik yönü ağır basan bir manifest içeriğine sahip olduğunu gördüm. Bir çeşit ütopik eser diyebiliriz. Bana göre haklı bir vurgusu var yapıtınızın. En azından algılamalarımın verdiklerine dayanarak… Ancak ekonomik ve toplumsal örgütlenme açısından Türkiye, diğer kıta Avrupa’sı ülkelerindeki “sivil toplum”, “civilization” gibi politik-dışı unsurlara gerçek manada sahip olmayışından dolayı zaten kendiliğinden “parti” dediğimiz olgu, toplumun üst yapısal işlevlerini yerine getirecek değeri kendinde görmüştü. Bu anlamda bizdeki sivil toplum çok daha mistik kaynaklardan beslenmiş olup gerçek manada “birey”ini, burjuvasını yaratamamıştır. Sözgelimi kaba bir üslupla diyecek olursak, “birey” devletin kolu olmak yerine cemaat ve benzeri toplumsal örgütlenmelerin kolu pozisyonuna düşmüştür.” Bu olgunun köklerini Ahilerin davranış modellerine ve örgütlenme biçimlerine ve tarikat benzeri yapılanmalara kadar götürebilirsiniz. Ve orada, bir çeşit devletinsiyasasının yapamadığı şeyleri kendilerinin yerine getirdiğini görmek mümkün. (Bu konuda Şerif Mardin’in bütün yapıtlarının gözden geçirilmesi çok önemli) Bazen toplumsal olaylar öyle kendiliğinden oluşumlara açık kapı bırakabiliyor… Şimdiki durum biraz modern ve renkli olsa da aslı budur… Şimdi son tahlilde eğer güçlü bir toplum, gücünün zirvesinde burjuva ve sivil toplum var ise aslında partisiz yönetim yerleşmiş bir sosyo-psikolojik kaygıdan kaynaklanan söylemden başka bir şey değil. Burada aşırı bir genelleştirme hatasının olduğuna inanmakla beraber yapıtınızın esin aldığı kaynağın anlamlı bir tarafının olduğu da şüphesiz… Teşekkür ederim.

Hamit Ölçer (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Size katılmamak mümkün değil. Bu önerdiğiniz sistem hakikaten mükemmel bir sistem. İleride her kesim tarafından ilgi göreceğine eminim. Sabırla beklemekten başka ne yapabiliriz bilmiyorum…

Evrenselgorus (Antoloji.com Sitesi-Serbest Kürsü)

———————————————————————————————-

Hocam baştan sona okudum. İmzamı atarım. Ben de bu konuya benzer tez yazıyorum. Zaten bakılacak olursa parti içi siyasileri halk seçmiyor. Biz kim olduklarını bilmeden birilerine oy kullanıyoruz. Kırk yıldır kullanılan temsili demokrasi artık tam olarak halkın ihtiyaçlarına cvap vermiyor. Artık net ve e devlet gibi kavramlar çoğaldığına ğöre başka sistemler üretilebilir. Halk kendi vekilini kendi seçmeli. Atatürk zamanındaki gibi mesela. Saygılar.

Life.lie (Antoloji.com Sitesi-Serbest Kürsü)

———————————————————————————————-

Merhaba Sayın Salih Ekinci,

Forumumuza hoş geldiniz. Değerli fikirlerinizi bizlerle paylaştığınız için şahsım adına teşekkür ediyorum. Sosyalistforumun ilke ve amaçları doğrultusunda, katılımlarınızın devamını bekliyoruz.

Sosyalistforum

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci

Bizim forumumuz canlı bir forum. Arkadaşlarımız- çoğunluğu epey genç- sizlere görüşlerini belirteceklerdir, siz de bu görüşlere ait düşüncelerinizi bizlerle paylaşırsanız sevinirim. Aktif bir katılımcı olmanız ve bilgilerinizi bizlerle paylaşmanız dileği ile…

Kitabınızı araştırdım, tebrik ediyorum, nasıl edinebiliriz acaba kitabınızı? Mesaj sayınız 15 olmadan mesaj atamayacağınızı bildiğim için, adresimi msn nize eklerseniz çok sevinirim. Saygı ve sevgilerimle…  Serap (Sosyalist Forum)

Sitemizi takip edenler M.Salih Ekinci ismini hatırlayacaktır. Kendisi bir süre önce “ Halka Açık Mektubumdur” isimli yazısıyla sitemizin konuğu olmuş ve görüşlerini daha geniş bir kitleye (ağırlıklı olarak gençlere) ulaştırmayı amaçlamıştı. Ben de yazısını okuyup fikirlerini ilginç bulduğumdan kitabını edinmeyi yararlı buldum. Aşağıda okuyacağınız yazı da amatör bir dille yazılmış bir siyaset teorisi kitabının benim gözümden değerlendirilmesi, yani amatör bir dille kritiği niteliğindedir.

M.Salih Ekinci’nin Partisiz Yönetin isimli kitabı, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının aklında, kendisine öğretilen demokrasi ideali ile günümüzde yaşanan demokrasi arasındaki farkların oluşturduğu çatışmadan doğmuş. Kitapta ilk olarak yazarın örgüt ve yönetim anlayışı anlatılıyor ve halkın (vatandaşların) bir örgüt hükümetin ise bir yönetim biçimi olduğu savunuluyor. Bu bağlamda her örgütün bir amacı olduğu, bu amacı gerçekleştirmek için de bir yönetime ihtiyacı olduğu, başka bir deyişle halkın amacı olan daha iyi bir yaşama, huzur ve refaha ulaşabilmesi için bir yönetime, bir iktidara ihtiyaç duyduğu anlatılıyor. Ayrıca siyasi partilerin farklı örgütler olup olmadığı ve bu nedenle de farklı amaçları olup olmadığı sorgulanıyor. Yazarın bakış açısı benimsendiğinde, farklı amaçlara sahip farklı örgütler olan siyasi partilerin aslen tek bir amaca sahip tek bir örgüt olan halkta lüzumsuz parçalanmalar yarattığı sonucuna ulaşılıyor. Eğer siyasi partilerin halkı huzur ve refaha ulaştırmak gibi ortak bir amaçları olduğu düşünülürse de aynı amaç için farklı örgütler kurmanın gereği olmadığı sonucuna varılıyor. Kitabın ilerleyen bölümlerinde öğretilen demokrasi ile yaşanan demokrasi arasındaki farklar ve ikincinin yarattığı olumsuz sonuçlar irdeleniyor. Bu bağlamda yazarın medyayı bir “informel yönetim gücü” olarak tanımlaması ve sermaye-medya-siyasi partiler arasındaki ilişkileri inceleyişi dikkat çekici ve takdire şayan. Kitabın son bölümünde ise yazarın çözüm ve önerileri yer alıyor: M.Salih Ekinci, kitap boyunca vurgulandığı gibi, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olmaktan çok, ona zarar veren oluşumlar olduğu sonucuna varıyor ve bu durumu düzeltmek için önerilerde bulunuyor., hatta siyasal sistemi baştan aşağı değiştirecek alternatif bir sistem önerisi sunuyor. Önerdiği sistem sadece siyasi partilerin lağvedilmesine yönelik değil; öneriler aynı zamanda gençlerin, kadınların ve devlet memurlarının da siyasete katılmasını ve halkın sadece seçimlerde oy vermek yoluyla değil, daha doğrudan ve aktif bir şekilde demokrasiye katılmasının sağlanmasını amaçlıyor. Aynı zamanda günümüzdeki siyasilerin çoğunun bir ülkeyi yönetmek için yeterli bilgiye sahip olmadığı görüldüğünden, “ehliyetli yöneticiler” yetiştirmek için “yönetici okullarının” açılması öneriliyor. Sonuç bölümünde ise yazar, siyasi partilerin kapatılmasının ve önerdiği partisiz yönetim şekline geçilmesinin tüm dünyada demokrasinin ideale yaklaşmasında yararlı olacağını, bu nedenle günümüzün iletişim teknolojileri kullanılarak dünya genelinde önerdiği sistemin uygulanmasının faydalı olacağını savunuyor.

Sonuç olarak Partisiz Yönetin konunun uzmanı olmayan bir kişi tarafından amatör bir dille yazılmış olmasına rağmen içinde değerli düşünceler barındıran bir kitap. Yazarın siyaset teorisi konusunda uzman olmaması aslında kitabı daha da çekici kılıyor zira bu sayede okur kitabın dili nedeniyle bunalmıyor, ayrıca yazarın belirli kalıplar dışına çıkarak orijinal fikirler yaratmasının yolu açılmış oluyor. Yazarın fikirlerine katılınsa da katılınmasa da kitabın okunması okurun kendini yerleşik kalıplardan sıyırmasına yardımcı olup, onun yeni fikirler oluşturmasına yardımcı olabilir.

Yazımın sonunda M.Salih Ekinci’ye bana gösterdiği ilgi ve e-postalarıma verdiği cevaplar için teşekkür eder, düşüncelerinin orijinalliği ve bunları yaymaktaki azmi nedeniyle onu takdir ettiğimi belirtmek isterim.

Kitabı ve kitapta savunulan fikirleri merak edenler yazarın kitabı özetler nitelikteki bir röportajına hemen aşağıdaki kapağa tıklayarak ulaşabilirler.

Onurcan Enginsu (Yetmiyor.net)

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

İlginize çok teşekkür ediyorum. Hoş bir yaklaşım.  Saygılarımla,

İlhan Kesici (Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili)

———————————————————————————————-

Teşekkürler sayın Ekinci,

İlginç yazınız için. Doğrusu mesleğinizi merak etmedim değil. Selamlar.

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu (Halkın Gazetesi Birgün Köşe Yazarı)

———————————————————————————————-

Salih Bey,

Yazılarınız için teşekkür ederim. Hocalara da ulaştıracağım.

Melis Taşpolat (Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Arş.Gör)

———————————————————————————————-

Sayın hocam; Halka açık mektubumdur yazınızı yayınladık. Cumartesi günü ve internet sitemizde halkın sesi bölümünde görebilirsiniz. Bu yazınızı da inşallah en uygun zamanda yayınlayacağız. bir fotoğrafınızı gönderirseniz sevinirim. iyi çalışmalar

Ercan ATAY (Batman Gazetesi Köşe Yazarı) e-mail:

———————————————————————————————-

Hocam o zaman haftada bir bizim gazeteye makale yazı yazın, güncel sorunlar ile ilgili, ama uzun olmasın, size gazetemizde bir köşe açalım bir a dört sayfasını geçmesin lütfen, bu adresim aynı zamanda msn adresimdir. kullanıyorsanız msn den görüşelim

Ercan ATAY (Batman Gazetesi Köşe Yazarı) e-mail:

———————————————————————————————-

Merhabalar Salih bey,

İletiniz ve röportajınız için çok teşekkür ederim. Görüş ve düşüncelerinizi çok saygı değer bulduğumu belirtmeliyim. Siyasi yaşama dair doktrininiz ve öğretmenler ile ilgili düşünceniz konusunda, bir öğretmen olarak hemfikirim. Bu tezinizin yaşama geçebilmesi için uzun soluklu bir mücadele ve yoğun bir desteğe ihtiyaç vardır. Bu bağlamda halkın bilinç düzeyinin yükselmesi ve yaşamını şekillendiren yegane gücün siyasi erkin olduğunu çok iyi bir şekilde kavraması gerekir. Ancak üzülerek söylemeliyim ki, halkımız muktedirler tarafından sistematik olarak politik bilinçsizleştirme ve politik arenadan tecrid edilmektedir. Siyasi parti başkanları bizim yerimize düşünüp en iyi kararları vermekteler! Selamlarımla.

Sıddık Tuncay (Öğretmen) e-mail:

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

Göndermiş olduğunuz röportajı ilgiyle okudum. Kitabınızın fikirsel açıdan özgün niteliği ve güncel sorunlarla doğrudan bağlantılı olması nedeniyle eserinizi tartışılmaya değer buluyorum. Eğer uygun görürseniz kitabınızı –ben okuduktan sonra- bilginin özgür dolaşımına katkıda bulunmak maksadıyla, sizin adınıza enstitü kütüphanesine bağışlamak istiyorum. Böylece ilgili öğretim üyelerinin ve öğrencilerin de eserinizden faydalanması sağlanacaktır.

Adres: Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler A.B.D. Gölköy Kampusu / Bolu

Saygılarımla

Evren Çevik (Global Siyaset Editörü) www.globalsiyaset.com

ilgimi çekti doğrusu. okumak isterim

Paracelsus Komünal Yaşam Özgür Düşünce ve Paylaşım Platf. Forum Üyesi

———————————————————————————————-

Sizin gibi değerli birini aramızda gördüğümüz için öncelikle çok mutlu olduk ve üzerimize düşen ne varsa yapacağımızdan hiç şüpheniz olmasın tekrar hoş geldiniz değerli fikirlerinizi bizlerle paylaşırsanız çok seviniriz

Nehir  Komünal Yaşam Özgür Düşünce ve Paylaşım Platformu Forum Üyesi

———————————————————————————————-

Çözüm olarak sunduğunuz modelde en çok dikkatimi çeken husus zaten Türkiye’nin en önemli sorunu olan elit bürokrasinin daha da güçlenmiş bir biçimde ve daha meşruca başımızda yerini edinmesi oldu…

Demişsiniz ki modelin yararlarını anlatırken:

Önerilen partisiz yönetim sürecinde; Milli hükümetler kurulacağından kadrolaşma kaosu ortadan kalkacaktır. Yetenekli bürokratların işlerine devam etmesi tercih edilecek ve verim artacaktır. Kısacası bürokrat siyasal iktidarın uzantısı görünümünden kurtulup, milli hükümete, yani halka karşı sorumlu hale gelecektir. Yani milletin bürokrasi üzerindeki egemenliği de mümkün olacaktır. Siz sanıyor musunuz ki bu modelde sınavla okula gelinmiş olsa da birilerinin izni olmadan mezun olunabilecek, yani resmen çevrenin merkeze karşı son en önemli değerlerinden yasama meclisi yürütmeyle de beraber devletin yetiştirdiği “siyasetçi askerler”e devredilsin diyorsunuz…

Sayın Ekinci;

Söyledikleriniz yönetim ehliyetine dair fikir verici olabilir bir açıdan, mesela benim son zamanlarda aklımda şekillenmekte olan bir yasama meclisi-yürütme meclisi ayrımı var ama şu halde yaşadığımız gerçeklikte öngördüğünüz model ülkemiz içinde zaten var olmakta güçlük çeken demokrasinin yeni de olsa bir başka sınıfsal anlayışa bırakılması sonucunu doğuracağı gibi küresel kardeşlik hayalleri de  insanın doğasından gelen “kendini yükseltme arayışı”nın günümüz baskın devletlerince uygulanmasıyla belirli bir kültür çeversinde toplanmayı doğurur… Demiyorum ki ülkemizin parti sistemi çok demokratik, hatta ülkemizde bu sistemin de üstünde genel anlamda devletin sistemi çok demokratik; ya da evrensel bir anlayışla insanları toplamak kötü de demiyorum, net bir küreselleşme karşıtlığı da yapmıyorum; ancak bazı gerçekleri hiçbirimiz göz ardı edemeyiz ki “daha iyisi” derken “ah nerde o eskisi” demeyelim… Saygılar…

Ali0_1 (Serbest Kürsü Üyesi)

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci

Kapitalizmin yapısal sorunlarını burjuva demokrasisinin çözebileceğini mi düşünüyorsunuz acaba? işsizlik, konut sorunu, sağlıksız çevre, insan sağlığı, eğitimi çalışma koşulları, çevre, trafikmeshep, miliyet, yabancı düşmanlığı, doğal afetler karşısında ki çaresizlik numarası, kaderimiz buymuş halleri, siz seçtiniz siz indirin yutturmacaları, bir gün mutlaka yavrum avutmaları, vardı da biz mi yedik yalanları, vatan elden gidiyor feryatları, ah eskiden su içerdik kana kana testiden masalları, hayvanlar ve yaylaların yanlızlığı, çobanın kırılmış garip kavalı bu düzen içinde ÇÖ-ZÜL-MEZZZZ!!!!! Çünki hepsini yaratan ANA sermaye ANADIR! MÜLKÜN ÖZEL ŞAHSA AİT OLMA DURUMU büyük kitlelerin yoksulluğu o pitonların zenginliğini yaratıyor BOĞA YUTMUŞ PİTONLAR VAR BİLİYORSUN SEVGİLERİMLE

Albatores_arat (Sosyalist Forum Üye)

———————————————————————————————-

DEĞERLİ İNSAN VE AYDINLIKÇI KALEMŞÖR “SEVGİLİ DOSTUM SAYIN EKİNCİ, ÇOĞUMUZUN GÖZÜNDEN VE DİKKATİNDEN KAÇMIŞ AMA HAYATİ BİR KONUYU YAKALAMIŞ, SADE İFADE İLE BİRLİKTE ÇOK TAKDİR ETTİĞİM “DURU BİR MANTIK”LA YİNE “OYA GİBİ” İŞLEMİŞ. SAĞOLSUN VAROLSUN.SALİH DOSTUMU ELBETTE ANLAYANLAR VARDIR AMA; HERHALDE “SESLERİ KISILMIŞ”… DAHA NİCE “AYDINLIKÇI YAZILAR”BEKLENTİSİ İLE SELAM VE SAYGILAR SUNUYORUM.ESEN KAL.

Prof.Dr.Ömer AKAT (Uludağ Üniversitesi) |E-mail :

———————————————————————————————-

Bir web sitesindeki yazınızı okudum. Açıkçası etkileyici buldum. Yazınızdan ötürü sizi tebrik etmek v içinde bulunduğum oluşumdan hem sizi haberdar etmek hem de davet etmek amacıyla bu elektronik postayı gönderme kararı aldım. Türkiyenin gerçekleri ve küreselleşmiş dünyada, emperyalist güçlerin oyunlarını ve bu oyunların işleniş şekillerini, halkların nasıl inandırıldıklarını ve farkında olmadan neler yaptıklarını anlatabilmek ve Kemalist gençlik adına sesimizi duyurabilmek için bir web sitesi hazırladık.Web sitemize ulaşabilmek için golgeadam.net adresini kullanabilirsiniz.Size teklifimiz web sitemizde yazar olmanız ve sesimize ses katmanızdır. Lütfen web sitemizi inceleyiniz. Sizi aramızda görmekten mutluluk duyarız.

Ayrıca yazınızı kafeturk.com forumlarımızda da isminiz altında yayınladık

golgeadam..net e-mail

———————————————————————————————

Halkın içinden çıkan ve ilgili yasaların izin verdiği ölçüde kurulup tüzel kişilik kazanan siyasi partiler ile farklı amaçlara hizmet etmek anlayışı ile kurulan sivil toplum örgütlerinin aslında halkı sömürmekten başka bir işe yaramadıklarını vurgulamanızda bir yere kadar haklılık payı vardır. Ancak, bu kuruluşların yerine kurulması ve ihdas edilmesini istediğiniz- Halkın Seçmenleri Örgütü de sonuçta bir örgüt olup karşı çıktığınız örgütlerden ne farkı olacaktır acaba? Bahsettiğiniz örgütün de bir yönetim kurulu olmayacak mı? Bu yönetim kuruluna seçilenlere biz nasıl güvenebiliriz? Bence Halkın Seçmenleri Örgütünün işleyiş biçiminden, yani nasıl kurulacak, kimlerden kurulacak, kurucuları kimler olacak, bu örgüt halkı (seçmeni) nasıl organize edecek ve onları aynı kulvarlara nasıl yönlendirip sürükleyecek biraz da bu konulardan bahsetmenizi istirham ediyorum. Bu düşünce ve görüşünüzün inandırıcı olması için bu konuya açıklık getirmeniz ve inandırmanız gerekmektedir diye düşünüyorum. Selam, sevgi ve saygılarımla.

Şehmus Kartal (Batman Gazetesi Köşe Yazarı)

———————————————————————————————-

Sayın M.Salih,

Emeğinize teşekkürler. Aslında sandığa gitmemekte ya da tersi alternatifin yaşama geçirilmesi de muhalefetin bir biçimi. Kapitalist(!) üretim ilişkileri içinde yaşayıp söylediğiniz biçimde örgütlenen bir yaşanmışlık var mı? Özellikle de günümüz koşullarında. Bunu söylerken amacım söylediklerinize ters şeyler düşündüğüm ya da katılmadığım değildir. Sadece kapitalizm sözünü ettiğiniz şeyleri yapacak bilinç bırakmıyor toplumlarda. Kapitalizmin içinde bunu yapacaksanız; Bu topraklarda toplumsal halk muhalefeti geleneği, örgütlenme geleneği yoktur. Farkına vardıklarında biçmek ilk işleri olmuştur. Kısacası besleneceğiniz şeyin kökleri oldukça derinlerdedir. Ama derin değildir. Söyledikleriyle insanları titretecek bir aydın-aydınlanma hareketi yaratmak zorundasınız. Kapitalizm ile uzlaşmamışını bulursanız tabi. Çok bölünmüş olsalar da, farklı şeyler söyleseler de; farklı yapılardan nihai hedefte birleşmiş tek bir çatı yaratmak zorundasınız. Bunu başarmak zaten iktidarın kendisi demektir. Saygılar.

Koçero (Yaziyaz.com)

———————————————————————————————-

Görünen köy klavuz istemez. Türkiye’de devamlı bir şekilde yaşanan, son zamanlarda da bir sermaye grubu medya ile iktidar arasında geçen kavgada kokuları ile birlikte ortaya çıkan bu durum, daha ne kadar ve sıklıkla yaşanılacak ki “kafalara dank etsin” Sayın Ekinci her zaman olduğu gibi, yine bu yazısında yaşanılanları ne kadar net ortaya koymuş, tüm diğer yazılarında olduğu gibi… Eline diline sağlık dostum. Emek vermeden, “paradan para kazanma zihniyeti”nin dünyadaki son tökezlemesinden sonra, fotoğraf biraz daha netleşmiyor mu? Marks’ın yazdıklarını okuma fırsatı ve zamanı olmayanların sayın Ekinci’nin “Partisiz Yönetin” adlı kitabını bir solukta okumalarında fayda var naciz kanısındayım.

Prof. Dr. Ömer Akat (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Beğendiğim bir yazı olmuş gerçekten. Medyanın da ülkeyle beraber demokratikleşmesi kaçınılmazdır. Kitabınıza internetten baktım da anlaştığınız herhangi bir e-kitap sitesi var mı acaba? Saygılar.

Servet İzci -e-mail

———————————————————————————————-

Tebrik ve takdir ediyorum.

Sayın Salih Ekinci,

Değindiğiniz konu insaniyetin oluşumundan beri meşgul olmuştur. Adil iktidar bir erdemdir ve gerçek mevzuat daima adaletten uzak olduğunu kaygınlanmıştır. Konu ile ilgili millattan önce 5. yüzyılında Atina’da yazılan Eflatun’un “Devlet” eseri sizin gibi siyasette çözümler aramaktaydı. Eflatun’un konumu iktidarın sırf ve somut zengin kişilerden ibaret olmasını şartını koyuyordu. Böylece yolsuzluklara herhangi bir ihtimaliyet bırakılmayacaktı. Tabi Eflatun bir diktatörlükten bahsediyordu. Eseri dünya edebiyatına aittir.ve elbette Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Atina bir devlet kenti idi (yani diğer eski Yunan kentler ayrı kentlerdi ve hatta aralarında her yaz mevsimi savaşıyorlardı. Saygılarımla

George Anthony Toprakçıoğlu -e-mail

———————————————————————————————-

Merhaba,

Yazılarınız elime ulaştı. Çok teşekkür ederim. En kısa sürede yayımlamaya başlayacağım. İrtibatı elbette kesmeyeceğiz. Birbirimize destek ve yardımcı olmak hem gücümüzü hem kendimize olan güvenimizi arttıracaktır. İyi çalışmalar dilerim.

Gökşah Taşyürek (Gölgeadam Sitesi) e-mail:

——————————————————————————————-

Değerli Salih Hocamızın bu yazısı içinde bulunduğumuz kısır döngüyü gayet iyi bir noktadan yakalayarak özetlemiş. Kullandığı dil ve anlatım konunun vahim boyutlarının günışığına çıkmasında gerçekten ön ayak olacak bir şekil taşıyor. Ben de ülkemizin içinde bulunduğu sorunlu durumdan şikayetçi olan tüm duyarlı insanlarımıza sesleniyorum ve diyorum ki farklı dünya görüşlerine de sahip olsak lütfen ortak bir öneri geliştirelim, bu gibi sağlıklı tespitlerin arkasında durup desteğimizi esirgemeyelim; zira ne yazık ki dünya barışı olduğu gibi ülkemizin iç barışı da bu yazıda belirtilen çıkar bloklarının sorumsuz, hukuk ve ahlak dışı ihtirasları nedeniyle çok ciddi tehlike yaşıyor. Böylesi önemli bir konuyu yıllar önce tespit edip bu yazıda gündeme taşıyan Sayın Salih Ekinci’ye teşekkür eder aydınlatıcı yazılarının devamını bekleriz. Partisiz Yönetin kitabına ulaşamayanlar için bu yazıların devamı çok iyi olur diye düşünmekteyim. Saygılar.

Avukat Göksel Demiröz (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

Kitabınızın özeti olduğunu belirttiğiniz röportajınızı ilgiyle okumaktayım. Notlar alarak, sindire sindire okuduğum için biraz zaman alacak. Ancak ilk bakışta görüşlerinize katıldığımı belirtmeliyim. Özellikle eğitim konusunda size hak veriyor ve eklemek istediğim hususları not alıyorum. Ancak şimdilik dikkatimi çeken bir konuya değinmek isterim: (PYP) Partisiz Yönetim Partisi tabiriniz biraz tuhaf algılanabilir. Neticede tek partili bir sistemi anımsatıyor. Siz buna bence başka bir isim bulmalısınız. “Partisiz Yönetim” daha anlaşılabilir bir deyimdir. Ancak “Partisiz Yönetim Partisi” deyimi kendi kendiyle çelişmiyor mu sizce? Bendeniz de değindiğiniz bu konulardan rahatsız olmam ve bugünkü (aslında antidemokratik) demokratik düzenin gidişatından ve dünyanın gidişatından şikayetçi bir birey olmam dolayısıyla bir roman yazarak kendimi ve okurlarımı hayalde de olsa tatmin etmeyi amaçladığım bir girişimim oldu. Ben bu romanda dünyayı değiştirmeyi amaçlamıştım. Çünkü sadece ülkemizi değiştirmekle iyi bir sonuç alınabileceğini düşünemiyorum. Bu açıdan sizinle amaçlarımız da çakışıyor sanırım. Şimdi sizin kitabınızı da okumaya karar verdim. Sanıyorum oradan da esinlenebileceğim ve devam niteliğindeki ikinci romanda- izniniz olursa- kullanabileceğim hususlar olacaktır. Kitabınızdan bir tane edinmek isterim. 2008 yılı başlarında yayınlanmış olan romanımın adı: Deviniş Projesi. Tekrar yazışmak üzere, size ve ailenize sevgi ve saygılarımı sunar, esenlikler dilerim.

Yazar Ömer Çelebi (e-mailJ

———————————————————————————————-

Evet, son paragrafta da kısmen değinildiği gibi, Sivil toplum örgütleri (STÖ) artık güç birliğinin değil “böl ve yönet” anlayışının uygulama alanları olarak fonksiyon görmeğe başlamışlardır. Halkın tam anlamıyla bilinçlenmesi ile bu konuda ve makalede belirtilen seçim olgusunda hedefe ulaşılabilir. Ancak bunun da gerçekleştirilebilmesi pek mümkün gibi görünmüyor. Çünkü sanki “gizli bir el” devreye girip bu yöndeki muhtemel gelişmeleri bile daha ortaya çıkmadan önlüyor. Somut bir örnek verecek olursak, Bursa’daki tüketicilerin korunması için kurulan derneklerin daha önemli işler başaramadan üçe bölünmüş olmaları ve aralarında bir “egemenlik ve ben baş olayım” savaşına girmiş olmaları üzülerek gözlemlenebilmektedir. Salih kardeşim, bu güzel makalen için de teşekkürler ama; bu konuda da diğer konularda olduğu gibi, ”uzun ince bir yol”un başındayız. “daha çoook yapılacak işler var”. Her ne ile uğraşıyorsan kolay gelsin. Selam ve saygılarımla

Prof. Dr. Ömer Akat (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

Çok güzel bir açıklama, bu açıklamanıza canu gönülden katıldığımızı varsayalım, hakikaten de siyasi partilerin çıkar peşinde koştuklarını da kabul edelim, ve kurulacak seçemeyenler örgütünü gündeme getirip kuralım, iyi haşta, bu ülkeyi hangi bağımsız vekille idare edeceğiz, adamlar parti kurabilmek için trilyonlar harcıyor, tabiiki karşılığını almak için, peki bizim bağımsızlar olarak ileri süreceğimiz adayların finansmanlarını kim, veya kimler karşılayacak, eyer kendileri böyle bir özveride bulunursa, onlar da yaptıkları harcamanın karşılığını herhaldeki aşıracaklar, veya bir başkası bunları finanse ederse o da babası hayrına bu kadar yatırım yapmaz her halde, o da karşılık bekleyecektir, ha demek oluyor ki demokrasinin özünde yatıyor bu alış veriş, ve bu sistemden (hzömer gibi) devletin işinde devletin mumu kendi işinde kendi mumunu yakacak bir kimse bulmak herhalde ki mümkün değildir, ve Hz. Ömer’in sisteminde bu ülkeye kabul ettirmek mümkün olmadığına göre, soyguncular soymaya, vurguncular vurmaya, biz gariban seçmenler de hem soyulup hem de alkışlamaya devam edeceğiz demektir. Saygılarımla.

Makgül (Yorumcuyuz.net)

———————————————————————————————-

Konu çok geniş kapsamlı. Tabi sorulması gereken şu, eğer demokrasi halkın kendisini yönetmesi ise, halkın kendi kendini yönetmesi ne demek? Bir başka deyişle halk kendisini nasıl yönetecek? Bırakın Türkiye gibi hem siyasal bilincin, hem de kültür düzeyinin çok düşük olduğu ülkeleri, kültür düzeyinin çok yüksek ve genel siyasi bilincin, en azından bizden çok daha yüksek olduğu ve “burjuva demokrasisi” kültürü olan yerlerde bile bu nasıl yapılabilir? Bugün “demokrasi var” denilen ülkelerde, bir Almanya’da, bir Fransa’da halk kendi kendisini mi yönetiyor? Kesinlikle hayır. Oradaki yönetimler de halktan kopuktur, halkın çıkarına, geniş emekçi kitlelerin çıkarına değil, vitrindeki şekliyle ekonomiye, vitrin arkasında işadamlarına, kapitalistlere çalışır. Tüm sistem bunun üzerine kuruludur. Oralarda da milyonlarca insan, belki aç ve sefil değildir ama ömrü boyunca kendisine biçilen işi ve görevleri yapar. Zengini daha zengin eder. Kendisi asla kendisi için çok birşey yapmadan, belki hiç sevmediği bir işi yaparak ömür çürütür ve ölüp gider. Sistem bu. Peki bu sistem nasıl halkın yönetimi haline sokulacak? Parlamentoya, yerel yönetimlere tamamen halkın arasından kura ile seçilecek kişileri oturtsanız, bu halk yönetimi mi olacak? Her şeyden önce yönetebilecekler mi? Günümüzün son derece büyük ve karmaşık toplumsal yapılarını yönetmek öyle kolay mıdır? Yönetme bir organizasyon işidir. Yani bir takım organizasyonlar gereklidir. Partiler veya başka örgütler. Bu ayrıca tartışılabilir tabi. Bir de ekonomik erke mudahale etmeden demokrasi olur mu? Ekonomik erk yönetime direnirse ne olacak? Bunlara karşı silahlı gücü kullanacak mı? Peki ekonomik erkin elinde olan medya siyaseti baltalarsa medyaya sansür koyacak mı? Gazeteleri Tv’leri kapatacak mı? Veya bazı sektörler hükümeti ve parlamentoyu yıpratmak için haksız grevler veya direnişler örgütlerse ne yapacak? Bunları yasaklayacak mı?

Yorum2006 (Yaziyazforum.com)

———————————————————————————————

Sayın Ekinci,

Kitabınızı aldım ve okudum. Öncelikle çok teşekkür ederim. Gerçekten çok emek sarfettiğiniz anlaşılıyor. Sanırım çok uzun yıllardan beri kafanızda bu fikirleri yoğurdunuz ve sonunda kitap olarak yayınladınız. Böyle anlıyorum. İlginç bir proje olarak gözüküyor, ancak uygulanmasında çok büyük zorluklar var tabii. Daha doğrusu engeller var. Önerileriniz adeta DEVRİM niteliğinde Devrimler de güç kullanmadan gerçekleşemiyor ne yazık ki dünyamızda. Projenizi duyurma ve düşüncelerinizi yayma konusunda başarılı olmanızı dilerim. Bu konuda ben de düşüneceğim ve fikir üretmeye çalışacağım. Örneğin; bir dernek kurmayı düşünüyor musunuz? İnternette bir site kurmak da faydalı olabilir. Sonra da bu faaliyetleri basına duyurmak için girişimlerde bulunulabilir diye ilk aklıma gelenleri hemen söyleyebilirim.. Aktivitelerinizi ve gelişmeleri paylaşmanızı beklerim. Kurban Bayramında Bursa’ya gelme ihtimalim var. Gelebilirsem haber vereceğim. Görüşmek ümidiyle…

Yazar Ömer Çelebi (E-mail:)

———————————————————————————————-

Çok güzel yazmışsın ellerine sağlık

Arda Turan  (Gölgeadam Sitesi)

Selam hocam;

Partisiz yönetim adlı kitabınızı titizlikle okuyup değerlendirdim. Siz ve sizin gibi halk için var olan insanlar varken bu dünyaya ve düzene hesap soracak güç ve kudretin olduğunun da farkındayım… Çalışmalarınız siyasal anlamda mühtiş bir fikir diyalektiğini ortaya koymakla beraber, geleceğin siyaset aracıda olacağına eminim. Siyaset bazında insanlar yavaş yavaş partisiz yönetim terminolojisi dikkate alıp,artık her insan kendi kendini yöneteceği anlayışınızla hem fikirim. SAYGILARIMI VE SEVGİLERİMİ ARZ EDER.ÇALIŞMALARINIZDAN ÖTÜRÜ SİZİ TEBRİK EDERİM…

Gökhan Han -e-mail:

———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

göndermiş olduğunuz maili okudum. Eğer mümkünse bahsettiğiniz kitabınızı okumak istiyorum. Ben Ankara’da ikamet ediyorum. Bana kitabınızı göndermeniz mümkün mü?

Muharrem SOYSAL -… cad. … Sok. No…… Purs.-ANKARA -e-mail:
———————————————————————————————-

Sayın Salih Ekincinin tespit ve değerlendirmeleri her zamanki gibi çok kıymetli ve önemli hususlar ihtiva ediyor. Kendisiyle olan kişisel dostluğumuzdan da biliyorum ki ‘O’ insanlığın daha uygarca ve insanca yaşayabileceği bir dünya istiyor; bunun içinde insanlığı ve insanoğlunun yaşadığı bu güzelim dünyayı alçakça sömüren ve yaşanmaz hale getiren güçlerle mücadeleyi hayatının tek amacı edinmiş gerçek bir vatansever bir hümanist. Kalemine kuvvet, bedenine sağlık kıymetli hocam, nice yazılarını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Avukat Göksel Demiröz – (Yeniperspektif.com)
M.Salih Ekinci: Salih bey farklı bakış açısına ve çözüm yöntemlerine sahip. Önemli bir renk.Mustafa KUZU (Yeniperspektif .com)

M. Salih Ekinci: Siyaset teorisine yeni bir açı kazandırmış son yazısında…Aydın ÖZTÜRK (Yeniperspektif.com)
———————————————————————————————-

Sayın M.Salih EKİNCİ

mailinizi aldım..bana ulaşmasını bir tesadüf olarak değerlendiriyorum..güzel bir tesadüf.ben antalya da çalışan bir psikolojik danışmanım..röportajınızı okudum..yani kitabınızın özeti sayılabilecek yazınızı..düşüncelerinizin çoğuna katılıyorum özellikle partisiz yönetin partisi öneriniz bana çok cazip bir düşünce olarak geldi..yazınızı bir çok arkadaşımla da aylaştım..ve neler yapabiliriz konusunda küçük tartışmalara  başladık..size ulaşma işini ben üstlendim.. düşünceleriniz konusun da bir örgütlenme girişiminiz var mı?yoksa böyle bir şey düşünüyor musunuz?sizin düşüncelerinize katkı yapma niyeti taşıyan insanlardan beklentileriniz nelerdir?sorularıma yanıt verirseniz sevinirim..sizin gibi bir eğitimciye yazarken yazım üslubuna da dikkat etmek gerekir ama kusuruma bakmayın..klavyede çok beceriksizim..saygılarımla

Göksel ÖZGEN -E-mail:

———————————————————————————————-

merhabalar..

cevabınız beni çok mutlu etti..ben kendi adıma projenizi yaygınlaştırmak için elimden gelen herşeyi yapacağım..antalyada projenizi paylaştığım arkadaşlarım da aynı duygu ile hareket ediyorlar..sözünü ettiğim arkadaşlardan biri  olan cavit sarıkaya da sizinle iletişime geçmek istiyor, bu gün yarın oda size ulaşır..yani kendi imkanlarımız doğrultusun da sonuna kadar sizinleyiz.aklıma projenizin ana konusunu oluşturduğu bir site oluşturma fikri geldi..böylece kitabınızı en azından internet üzerinden yaygınlaştırmak mümkün olacaktır..imkanım olsa sponsorluk konusun da destek olmak isterdim.ancak burada kitap basımı ile ilgilenen bir arkadaşım var onunla görüşeceğim ve somut bir gelişme olursa size bildiririm..kitabınızı gerçekten çok isterim..hem okumak hemde diğer insanlarla paylaşabilmek için..aynı zaman da sözünü ettiğim basımcı arkadaşıma da göstermek için..size çalıştığım işyerinin adresini ve telefonunu vereceğim..gerekirse telefonla da iletişim kurabilelim diye..adres:rehberlik ve araştırma merkezi müdürlüğü.imaret sokak. kaleiçi antalya. Tel:224 ……..

saygılarımı sunuyor hayallerinizi paylaşıyorum..

Göksel Özgen -e-mail:
———————————————————————————————-

M.Salih EKİNCİ: Tespitleri yerinde ve başarılı.

Fesih VURAL  (Yeniperspektif.com Sitesi Yazarı)
———————————————————————————————-

M. Salih Ekinci: Yönetile-me-me-yi kendine derteden babacan bir adam.

Fırat YAVUZ- (Yeniperspektif.com Sitesi Köşe Yazarı)

———————————————————————————————-

Sayın Salih Ekinci,

Tarafıma ulaşan röportajınızı ilgi ile okudum. Eğer bir kaç fotoğrafınızı ve kitabınızın kapağının resmini yollayabilirseniz aşağıda site adreslerini bilgilerinize sunduğum yayınlarımızda izninizle röportajınızdan yapılacak alıntılarla birlikte yayınlamak isterim. Sağlık, sevgi ve demokrasi ile dopdolu bir yeni yıl dilerim. Saygılarımla.
Umur Özlüer. Haber Dergisi ve Marmaris Demokrasi Gazetesi Yazarı
www.haberdergi.com www.kalimerhaba.org  www.maksev.org

Yanıt

İletilerinizi aldım, ilgileriniz için teşekkür ederim. Tüm yazılarınızı gönderirseniz ek projemiz çerçevesinde değerlendirme imkanını bulur, demokrasinin ülkemizde gelişmesine hep birlikte katkı koymuş oluruz düşüncesindeyim.

Sağlık ve sevgi dolu günler dilerim.

Umur Özlüer  Haber Dergisi ve Marmaris Demokrasi Gazetesi Yazarı
———————————————————————————————-

Sayın Ekinci..,

Göndermiş olduğunuz iletiyi okudum. Tekrardan inceleyerek okudum. Görüşlerinizin büyük çoğunluğuna katılıyorum. Ben de sizin gibi yıllardır Siyasi Partiler olmadan yönetim üzerine çalışan birisiyim. 2002 yılında yayınladığım TÜRKİYEİSTAN isimli kitabımda da bu konu ile ilgili bölümler vardır ayrıca bu konu ile ilgili yayınlanmış yazılarım var.

Ben, siyasi partileri “….çeteler….” olarak nitelendiriyorum., büyük ve yayılmış ağları olan çeteler….neyse, kısmet olur da bir karşılıklı iletişime geçebilir isek bunları ileride ayırdı ile konuşabiliriz.

Benim sizden istediğim., kitabınızın İzmir’de satılıp,satılmadığı ve ücreti nedir ? Saygılar.,

H.G.Öklem- (Yazar-İzmir) e-mail:
———————————————————————————————-

Sayın Ekinci.,

Size bugün Türkiyeistan kitabımı gönderiyorum. Ayrıca iki tane de Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk dergisi gönderiyorum, incelemeniz için. Ben bu derginin İzmir temsilcisi ve yazarlarından birisiyim. Tarihi misyonuna sahip çıkan Kemalist sol ağırlıklı bir dergidir. size bu dergileri ve kitabı ne yazık ki posta ile değil.,Aras kargo ile gönderiyorum. Posta idaresi malesef özelleştirmeye aday olduğu için., içten içe köreltiliyor ve maksatlı olarak yıpratılıyor.İzmir’de çıkan bir yerel gazete var., emin olun ki gazeteyi PTT getirmemek için akıl almaz bahaneler buluyor., hiçbir evrak zamanında teslim edilmiyor. Neden..? .. diye sorunca da…” kadromuz eksik…” yanıtını veriyorlar. Çünkü., ” devleti ; küçültme ” bahanesi adı altında yok etmek istiyorlar. Sizin o ” elli bin kişi” ! böyle istiyor da ondan ! Siz de bana kitabınızı, lütfen Aras Kargo ile gönderiniz. Aksi halde kaybolma tehlikesi var.

Adresim: Hüseyin.G. Öklem ………….Işıkkent İZMİR  Saygılarımla.,

H.G.Öklem- (Yazar-İzmir) – e-mail:
———————————————————————————————-

M.Salih Ekinci: Bazı insanlardan neden birkaç tane daha yok diye hayıflandığım…

Mahsum ORAL  (Yeniperspektif.com Sitesi Yazarı)
———————————————————————————————-

Sayın Ekinci..,

Gönderdiğiniz ” Parti siz Yönetin ” kitabınızı okudum. Oldukça enteresan buldum. İçeriğinin çoğu., benim yıllardır süregelen görüşlerimle bire, bir örtüşüyor. İkinci bir kez daha okumak istiyorum…daha dikkatli ve sindirerek. Bunu yapınca sizi yine arayacağım. kullandığınız dil’in saflığı ve anlaşılabilir oluşu da beni., çok etkiledi. Sizi kutlarım. Görüşmek dileğiyle.., size ekte geçen yıl yazdığım bir yazımı gönderiyorum..

H.G.Öklem -Yazar

NE DEMOKRASİSİ…….?

Demokrasi mekanizması ancak halkın iradesinin meclise en üst düzeyde yansıması ile olasıdır.Bu yansıyan iradenin mecliste şekillenmesi ve toplum yararına faydalı bir çalışma içinde olması için de mutlak olarak halkın eşitler arasından doğru seçim yapabilmesi ve kendi iradesi doğrultusunda çalışacak olanlara yetki verebilmesi esastır. Bunun için gelişmiş demokrasilerde tabanda geniş bir üçgende başlayan hareket ve seçim çalışmaları üçgenin üst noktasına ulaştığında oldukça kaliteli, bilgili ve halkın geniş yetkisine sahip hükümetler kurulabilir ve en azından vekaletlerin amaca hizmeti büyük ölçüde sağlanmış olur. Demokrasi yönetiminde vekaleti verecek olan kişide aranacak asgari özellikler esastır. Bu özellikler oluşmamış ise tercih nedenlerinin kalitesi ve değerlendirme ölçütleri de düşük olur. Bu nedenlerin başında eğitim gelir. Bu nedenledir ki ülkemiz de de  doğal olarak eğitilmiş insan gücüne, aklına dayalı bir sistem kurmadan önce halkın eğitimine öncelik vermişlerdi. Cumhuriyeti kuran ve bizlere armağan eden kadro, batı ile aramızdaki büyük farkın kapanabilmesinin ancak eğitim yolu ile olası olduğunu bildiklerinden bu konu üzerine büyük bir titizlikle eğilmişti.

Ancak, Köy Enstitüleri,Köy Kütüphaneleri,Halk Evleri,Halk Odaları Yatılı köy ilk öğretim okulları,Yüksek Köy Enstitüleri gibi kurumlar birer,birer etkisizleştirildiler ve kapatıldılar. Sadece batı taklidi olan ve halkı sadece okutan ama eğitim veremeyen okullar açıldı yerlerine. İşte bu koşullar altında geniş halk kütleleri eğitimlerini tamamlamadan atıldık partili parlamenter sisteme. Bunun sonucunda da siyasi kadrolar halk desteğini alabilmek için halka oportünist ve çoğulcu politikalar ile yaklaştı. Bu oportunist ve içten olmayan politikalar zamanla siyasi partileri de etkiledi ve ortaya bir ucube çıktı. Bu ucubeyi ben “ siyasi parti çeteleri “ olarak tanımlıyorum. Bunlar günümüzün saltanadır. Halkın verdiği vekaleti ellerine alıp bakarlar ve bir tarafa fırlatıp atarak kendi kendilerine sahte vekalet düzenlerler. Halkın, bizim sistemimiz içerisinde iradesinin yüzde kaçı meclis’e yansıyabilmektedir ki ? Kamuoyu yoklamalarında halkın % 70’i AB’ye, % 90’ı ABD ‘ye karşı olmasına karşın seçimlerde tam ters politikalar izleyen bir siyasi görüş öne çıkmıştır. Bu çarpıklığı yalnızca eğitimsizliğe bağlamak ne kadar yanlışsa seçim sistemindeki anormallik ve düzeni suçlamamak da o derecede yanlış olacaktır. Bağımsız adaylara, hangi partiden olurlar ise olsun, verilen oylara biraz da bu tepkinin bir sonucu olarak bakmak gereklidir. Halk vekaleti doğrudan kendi adayına on binlerle,   kırk binlerle vermiş ve vekaletinin değerini bilerek adayını meclise sokmuştur. Bu, siyasi sisteme ve çeteleşmiş  partilere karşı da bir başkaldırıdır. Tabii aynı zamanda, seçimin esas galibi olan oligarşik yapıya da bir karşı çıkıştır. Halkın eğitiminin tamamlanması ve eğitim sürecinin ömür boyu devam ede gelmesinin sağlanması ne kadar hayati önem taşıyan bir olgu ise.,içinde siyasi parti çetelerinin bulunmadığı ve verilen vekaletlerin  doğrudan sonucu sağlayarak gerçek halk temsilcilerinin seçilebilmesi ve böylelikle bir meclis oluşturulabilmesi de o ölçüde hayati bir konudur. Siyasi parti çetelerinin ve oluşturdukları saltanat yönetimlerinin, kendi kendilerini seçerek meydana getirdikleri sistemsizlik bütünlüğü ile batı ile aramızdaki bilim,ilim,refah ve eğitim açığının kapanması olası değildir.

Hüseyin G. Öklem

———————————————————————————————-

Değerli Hocam,

Bir ay kadar önce Göksel Özgen (Antalya) arkadaşımın iletimi ile önce röportajınızı, birkaç gün önce de Göksel’e gönderdiğiniz kitabınızı okudum.. Son yıllarda ülkemizde mevcut sistemden ve kişilerden umudunu yitirmiş olan kimi insanların arayış içinde olmaları, daha önemlisi bunu sizin gibi somut öneri ve görüşlerle besler hale gelmeleri geleceğe ilişkin iyimserliğimizin korunmasını sağlıyor.. Çalışmanızın, belirttiğiniz geniş kesimlerce dikkate değer bulunup üzerinde tartışılıyor olması boşa gitmediğinin kanıtı. Kutluyorum.Bizim de birkaç arkadaşla 3 yıla yakındır yapmaya çalıştığımız buna benzer bir şeydi. Röportajınıza ve kitabınıza ulaştığımız günlerde son aşamasına geldiğimizi düşünüyorduk.. Anladığım kadarıyla çıkış noktamız birbirine çok yakın.. aynı sıkıntılardan ve çaresizlikten yakınmayı bırakıp ‘bir şey yapmalı’ diyoruz. Sizin önerilerinizin gerçekleşmesi  radikal ve uzun bir zamana, yoğun çabaya, inanca dayanıyor. Ben görmesem de olur, derken bunun farkında olduğunuzu belirtmişsiniz zaten.. Kitabınızı 5-10 gün sonra bir kez daha okuyacağım. Ondan sonra görüşlerimi, olursa önerilerimi daha sağlıklı dile getirebileceğimi sanıyorum..O arada belki bizim çalışmayı da tamamlamış size de iletebilmiş oluruz.. Esenlik, mutluluk dileklerimle..

Cavit Sarıkaya- Antalya -e-mail:
———————————————————————————————-

Sayın Ekinci..,

Her iki iletinizi de aldım. Bu arada sizinle yazışmak benim için çok yararlı oldu… kullandığınız yalın ve özgün Türkçeye hayran olduğumu bir kez daha yenilerim.

Değerli arkadaşım..,

ben YAR Müdafaa-i Hukuk dergisinin sadece bir yazarıyım. Bu dergi Kemalist-sol bir dergidir…ve Antalya’da yayınlanıyor…..lütfen dergiyi inceleyiniz…LÜTFEN…elbette dergide tüm yazanlar ve tüm yazılar ile hemfikir olmanız gerkmez…ama ilginizi çeker ise size abone olmanızı öneririm…hatta isterseniz Bursa temsilcisi de olabilirsiniz. belki ..eğer abone olursanız ve yazılarınızı gönderirseniz…bence yayınlanabilir…ama ben bunu bilemem…dediğim gibi ben sadece yazıyorum ve İzmir’de arkadaşlarıma tanıtım yapıyorum…bazen benim de yazılarım yayımlanıyor.., bazen de yayımlanmıyor ..o derginin bileceği bir iş…

Sizin yazılarınızı yansıtacak dergiler ancak sol dergilerdir….örneğin., Teori…., bilim-ütopya…,gibi dergiler…ancak bunlar da yayınlamayabilirler…başka türlü düşünebilirler……sizi Sorosçu olarak lanse edebilirler….bilmem anlatabiliyor muyum…ortalık çok karışık…çok !….ÇOK !

Ben sizin kitabınızı okudum ve sizi anlıyorum.. .aynı rüyayı paylaştığım için sizi bir başkası anlayamayabilir. Ben de dergide 10 yazı yazıyorsam ancak birinde bu konuya değiniyorum… devamlı aynı konuyu yazsam benden de belki şüphelenebilirler… çünkü insancıklar asırlardır   demokrasi = siyasi partiler fikrine inanmışlar… adeta tapıyorlar…. cumhuriyet gazetesine, aydınlığa ve pek çok dergiye bu yazılarımı gönderdim…..” siyasi parti çeteleri  ” diye…kimse yüzüme bile bakmadı.

Sponsor bulmak bir hayal diye düşünüyorum…bir hayal…siyasi parti çeteleri , ve dünya sermayesi hiç bizlerin seslerimizi çıkarmamıza olanak tanır mı…? Tanısa bile bunca hengame arasında kim bizi dinler ki…..?

Yolculuğumuza ve çalışmamıza iyi kötü devam edelim…ben bir yol buldum..devam ediyorum…size de tavsiyem odur…sesinizi az.,çok duyurabileceğiniz bie dergi bulun.., Bursa’da bir TV kanalı arayın sesinize kulak versin.., bir radyo istasyonu….

Yürümeğe devam edin….bilin ki yalnız değilsiniz…

Yazılarınızı okuyunca size tekrar yazacağım.. Sevgiler

H.Öklem –İzmir -e-mail:
———————————————————————————————-

Re: Ergenekon’un (1) Numarası

Yazınızı beğendim… Elinize sağlık… Okudum ve  kaydettim.

H.Gündüz ÖKLEM (Yazar-İzmir) e-mail:
———————————————————————————————-

Sayın Ekinci Merhaba…,,

Halkın gerçekte egemen olması için yaptığımız çalışmaları halka anlatabilmemiz gereklidir. ne yazık ki günümüzde medya bunun tek yolu. Ancak gerek yazılı medya ve gerekse de görsel medya iki grubun elinde bulunuyor. Birincisi şerri düzen yanlılarıdır.., ikincisi de uluslararsı kapital-finans çevrelerinin egemenliğinde olanlardır. Bunların her ikisi de bizim düşün ve görüşlerimize değer verecek olanlar değildir.Sistemi anlatmak ve bir seçenek olarak sunmak için ben de sizin gibi yazılar yazıyor ve kitaplar yayınlıyorum. Ancak bu çabalar., alt üst olmakta olan bugünkü dünya düzeninde kaybolmağa mahkumdur ve öyle de oluyor.En çağdaş,en ulusalcı,en demokrat geçinenler bile ne yazık ki siyasi partileri “….demokrasinin vazgeçilmez unsurları….” olarak görüyorlar.

Tabii., bir de göz ardı etmememiz gereken bir husus var. O da emperyalizm. Bugün Ferhanımı Mehmedime, Mehmedimi de Ferhanıma  vurduran ve bizi yoksulluğa kelepçeleyen o büyük ve ebedi düşman….sermayenin öz çocuğu…! Onun da işine gelmiyor gerçek halk iradesinin aracısız egemen olması…o güç siyasi partiler ile bölüyor ve yönetiyor….eski Roma öğretisidir bu.

Emperyal ülkelerde ise., siyasi partilerin oluşumu,derecelenmiş delegelerin ön  seçimi ,bizdekinden çok daha gelişmiştir. Orada da halk iradesi tam olarak yansımıyor ise üste., bizdeki ilkel sisteme göre kesin olarak çok daha ileri  bir sistem var ve gerçek halk iradesinin üst erk’e ulaşım oranı bize göre çok daha yüksek. Bu nedenle burada iki ayrı sistem var. bizdeki kopya sistem ile çalışma ve ilerleme lüksümüz yok ve bu bir kısır döngü. Ben bu sistemi “….siyasi parti çeteleri ….” olarak nitelendiriyorum. Bunları şunun için yazıyorum….bence., biz mazlum ülklerdeki siyasi partilere odaklanmak zorundayız. Çünkü bizdeki kopya bir sistem ve başlı başına bir sistemsizlik üretiyor. Bizim kendi içimizde, kendi koşullarımıza göre oluşturacağımız sistem eğer başarılı olur ise., o takdirde onlar da bizim sistemimizi örnek alabilirler. Ancak unutmayalım ki emperyalizm gerçeğini göz ardı ederek bizim ülkelerimizdeki sorunları sağlıklı bir çözüme asla kavuşturamayız.

Bir başka deyişle şöyle söyliyeyim., biz Fransa’dan Lise ( Lycee ) örneğini aldık ve bu sistemi benimsedik…ama bu sistem bizde eğitimi ilerletmedi,üretici ve yaratıcı insanlar oluşturmadı…ancak bizim kendi Köy Enstitülerimiz vardı. Özgündü..bize gerekli olan onlardı…eğer Enstitü sistemini geliştirse idik belki de kurtulacaktık. Ama., bakıyoruz batıda bu  liseli sistem işliyor ve onlar burada yetiştirdikleri insanları ile çarklarını çeviriyorlar,sömürü sistemi de olsa çark dönüyor.  Orada bir lise mezunu yılda 10 kitap okuyor., bizde 10 lise mezunu bir kitap okuyor!

Şimdi biz yeniden Köy Enstitülerini kursak ve onlara da önersek elbette bize gülerler. Ama biz burada kurar ve başarılı sonuçları ortaya koyarsak., onlar da ilgilenirler.Dolayısı ile ., biz önce kendi ülkemizde bu sistemi oluşturmalıyız. Daha henüz  bir tanınmış TV kanalında derdimizi anlatma olanağından yoksun iken bunu dünyaya ilan etme lüksümüz yoktur.

Ben bugün Ergenokon vesilesi ile ülkede adı en çok konuşulan bir ünlü kişiye yıllar önce bu konuyu açtım…önce çok ilgilendi., sonra da bir toplantıda en az 15 kişi önünde bana “….hayal aleminde yaşıyorsunuz kardeşim., biz önce ülkeyi kurtaralım ….” dedi! Umudumu asla yitirmiş değilim. Ben de sizin gibi aydın ve insan olmanın gereği olarak düşünüyorum yaptıklarımı….ancak., bir yol bulmamız gerek.

Bu duygu ve düşüncelirimle başarılar dilerim. Yeni yayımlanan kitabımı da bir kaç gün içinde size takdim ederim.. Saygılarımla değerli arkadaşım

H.öklem -(Yazar- İzmir) e-mail
———————————————————————————————-

Sayın Ekinci..,

Partisiz yönetim sistemini yüksek sesle tartışmaya açmanın yolu Ulusal medya aracılığı ile ancak olabilir. Bu günkü koşullarda bu medya ya dini kullanan şerri özlemcilerin elinde ya da uluslararası kapital-finans yanlılarının. Bu alanda bir şansımız olacağını sanmıyorum. Ancak ben de sizler gibi., bu ülkenin bir aydını olma gereğini yerine getirerek yazılar yazıyor,kitaplar hazırlıyorum. Ancak bunlar ne yazık ki gerekli olan hareketi ve ilgiyi sağlamıyorlar.

H.öklem -(Yazar-İzmir) e-mail:
———————————————————————————————-

Ergenekon’un (1) Numarası

Bu yoruma bütün gönlümle katılıyorum

Makgül (Yorumcuyuz.net)
———————————————————————————————-

Sayın M.Salih;

emeğinize teşekkürler. Aslında sandığa gitmemekte ya da tersi alternatifin yaşama geçirilmesi de muhalefetin bir biçimi.Kapitalist(!) üretim ilişkileri içinde yaşayıp söylediğiniz biçimde örgütlenen bir yaşanmışlık var mı? Özellikle de günümüz koşullarında. Bunu söylerken amacım söylediklerinize ters şeyler düşündüğüm ya da katılmadığım değildir. Sadece kapitalizm sözünü ettiğiniz şeyleri yapacak bilinç bırakmıyor toplumlarda.Kapitalizmin içinde bunu yapacaksanız;Bu topraklarda toplumsal halk muhalefeti geleneği, örgütlenme geleneği yoktur. Farkına vardıklarında biçmek ilk işleri olmuştur.Kısacası besleneceğiniz şeyin kökleri oldukça derinlerdedir ama derin değildir.Söyledikleriyle insanları titretecek bir aydın-aydınlanma hareketi yaratmak zorundasınız.Kapitalizm ile uzlaşmamışını bulursanız tabi.Çok bölünmüş olsalar da,farklı şeyler söyleseler de;farklı yapılardan nihai hedefte birleşmiş tek bir çatı yaratmak zorundasınız.Bunu başarmak zaten iktidarın kendisi demektir. Saygılar.
Koçero -Yaziyaz Forum Sitesinden
——————————————————————————————–

Sayın SALİH EKİNCİ bu yazısıyla yine özgün ve dinamik bir anlatım sergilemiş. Konunun özüne ilişkin olarak da üzerinde çalıştığı kendi ideolojisini sonuç olarak tereyağından kıl çeker gibi gelmiş önümüze sunmuş. Beğeniriz, beğenmeyiz veya uygulanırlığını tartışırız acnak; bu noktada bu görüşün tespit ettiği sorunları ve çözüm önerilerini hepimizin iyi sorgulaması ve şapkayı önüne koyup uzun uzun düşünmesi gerekmektedir. Aksi halde bu güzelim vatan ve uzun vadede tüm dünya yaşanılmaz olacaktır. Bu durum açıkca ortada olup her düşünen insanın bu gerçeği gördüğü tartışılmazdır. Bu gerçeği görüp de kayıtsız kalmanın izahı olamaz olsa da çok ağır olur. Bu nedenlerden dolayı sayın yazarın dikkat çektiği hususlar tüm ilerici, aydın, ulusalcı, devrimci ve insan olmanın bilincine varmış kesimlerce dikkatlice değerlendirilmeli ve çözüme yönelik somut girişimler bir an önce başlatılmalıdır. Sorumluluk her düşünebilen bireyindir.

Av. Göksel DEMİRÖZ (Yeniperspektif.com)

———————————————————————————————-

 Artık “Partisiz Bir Yönetim” biçiminin tartışılmasının zamanı çoktan geldide, geçti bile… Değerli yazar SALİH EKİNCİ kardeşimizin her yazısında olduğu gibi, bu yazısında da açık, duru ve düzgün bir mantık çerçevesinde ortaya koyduğu şekilde TÜRKİYE`de sorunlar ilgili kurum ve kişiler tarafından çözümlenmiyor, aksine beslenip,büyütülerek devamlı bir şekilde erteleniyor.Hangi sorunumuz köklü bir çözümle kucaklaştı ki? Doğu ve Güneydoğu sorunu mu, Ermeni ve PKK sorunu mu, Ege denizi ve Adalar, KIBRIS sorunu mu? Emperyalizme karşı pes ettirecek düzeye doğru giden dış borçlar ve özelleştirme sorunu mu?Yoksa insanı insanlığından utandıracak boyutlara ulaşmış gelir dağılımındaki adaletsizlik,bölgesel kalkınamamışlık ve yoksulluk/yolsuzluk sorunu mu?Saymakla bitmez…Cumhuriyet devrimleri ile edinilmiş kazanımların tek tek kaybediliyor(karşı devrim) olması sorunu mu?TSK ve adaletin saygınlığının tartışılıyor olması sorunu mu?Eğitim,sağlık ve işsizlik sorunları mı..? Bilimsel açıdan sorunların çözümlenebilmesi için aşağıda belirtilen somut adımların atılması gerekir. 1)-Sorunların sağlıklı bir şekilde tam ve eksiksiz tanımlanması, 2)-Sorunların taraflarının tespit edilmesi, 3)-Sorunların nedenlerinin/sebeplerinin açık bir şekilde belirlenmesi, 4)-Çözüm alternatiflerinin tarafların tam ve eksiksiz katılımlarıyla ortaya konulması, 5)-Sorunlar çözülmediğinde uğranılacak zarar ve kayıpların tek tek belirlenmesi, 6)-Sorunlar çözüldüğü takdirde edinilecek kazanımların sıralanması, 7)-Karşılıklı anlayış (empati) çerçevesinde en uygun çözümün kabul edilmesi ve ivedilikle uygulanması. Yok Salih kardeşim yok… Bunları yapacak ne parti ne kurum ne de gerçek lider olabilecek devlet adamı var siyaset arenasında. Tek çözüm, belki de, halkın bilinçlenmesi ve ona göre bir yönetim biçimi tercih etmesi olacaktır. Bu yüzden bıkmadan usanmadan `yola devam`yani yazmak Salih kardeş… Eline diline kalemine sağlık.”Anlayana Sivrisinek Saz, Anlamayana Davul Zurna Az”.Hoşça ve esen kal. SON SÖZ:”Nazi Almanya’sında papaz Martin Niemöller`in günlüğünden:`Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim.Sonra sendikacıları topladılar,sesimi çıkarmadım;çünkü sendikacı değildim.Sonra Yahudileri topladılar,sesimi çıkarmadım;çünkü Yahudi değildim.Sonra beni almaya geldiler;benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”Prof. Dr. Ömer AKAT

(Yeniperspektif .com Sitesinden)
———————————————————————————————-

Merhaba M.Salih Ekinci
Bu maili size arkadasiniz M.Ali ( iletisim@taraf.com.tr ) göndermistir.
Size ( http://www.taraf.com.tr )’u tavsiye ederken; sitemizden paylaþmak
istedigi bir haber göndermistir:lgini çekeceðini düþündüðüm bir sayfanýn adresi gönderiyorum.http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?mid=
Bu mesaj size, sitemizi ziyaret eden bir arkadasiniz tarafindan gönderilmistir.
Taraf Gazetesi http//www.taraf.com.tr
———————————————————————————————-

Aslında sorun cok farklı ama yıne guzel ulkem ınsanları cok elestırdıklerı dınsız dedıklerı ınsan gozu ıle bakmadıkları eskı ama guzel dusuncelere yıne gelmek uzereler ve herkez artık bunu ıstemeden de kabullenmek zorunda kalabılecek ve sonucta GUCLU BI TOPLUMA LIDER COK DA GEREKLI DEGIL sozune gelıncektır
Yazan : Mehmet ÇAKIR (Yeniperspektif.com sitesinden)
———————————————————————————————-
Sayın Ekinci,
Size, bir kez daha okuduktan sonra kitabınızla ilgili daha geniş yanıt verebileceğimi bildirmiştim. Bu konudaki görüşlerime geçmeden önce ” Ya Küreselleşirsin..” başlıklı yazınızı da beğendiğimi söylemeliyim..Cuma günkü Milliyet’te Sedat Ergin’in yazısını okuduğumda yazınızı düşündüm..Son bir yıllardaki gelişmeleri, olup bitenleri düşününce insanın çileden çıkması, sık sık umutsuzluğa düşmesi kaçınılmaz oluyor ve elbette tepkisini dile getirmesi de. Ne yazık ki doğru tepkiler duvarlara çarpıp çarpıp dönüyor. Keşke ortak sesler bir potada toplanıp anlamlı bir güce ulaşabilse ve umuda dönüşse..Ne var ki asıl sorun bu noktada karşımıza çıkıyor: Satılmışlar-kaçınmışlar-saklanmışlar-üşenmişler-yılmışlar-benciller ve en önemlisi – her şeyin en doğrusunu gördüğünü, bildiğini sanan- akıl körleri arasında kalan umutlar ne yapacağını şaşırmış durumda; bir türlü boy veremiyor. Herkes yalnızca kendi Godo’sunu beklediği için de ortak/yakın bir Godo simgesinde bile birleşilemiyor. Çaresizliğimiz de ortak hayalin ete kemiğe büründürülüp ikna edici bir üslupla dile getirilememesinde ortaya çıkıyor..
Çalışmanız bu açıdan değerlendirildiğinde çaresizliğe bir başkaldırı niteliği taşıyor. Anlamsız, boş bir başkaldırı değil elbet..Kısır düşünce dünyamızda bir hareket yarattığı/yaratacağı açık. Nitekim çeşitli kurum ve gruplar içinde tartışılıyor olduğunu bildirmeniz bunun kanıtı.. Ayrıca sesinizin duyulduğunun da bir kanıtı..

Bizde adettir, bilirsiniz; olumlu görüşler söylendikten sonra ‘ama’ ile başlayan cümleler kurularak başlangıçta söylenenler sıfırlanır. Takıldığım noktaları bu anlayışla dile getirmediğimi düşüneceğinize inanıyorum.
———————————————————————————————-

Sayın Ekinci,

görüşleriniz – isterseniz buna kuramınız diyelim- bana Thomas Mora’un ‘Ütopya’ adlı eserini çağrıştırdı. (Keşke gerçekleşebilseydi bu ütopya.) Bu çağrışım kuramınızın asla gerçekleşmeyeceği umutsuzluğunu taşımıyor; yalnızca uzun bir sürece gereksinim olduğunu düşünüyorum..Oysa benim sorunum bugün, hemen; neyi, niçin, nasıl, nereden, kimlerle başlayarak gerçekleştirebiliriz. Kendi çalışmamızda tıkandığımız nokta bu. Büyük büyük insanlara bakıp bakıp umutsuzluğa düşüşümün nedeni de bu.

Olmasını düşlediğiniz yönetim sisteminin bir yanıyla Sovyetler’de, Çin’de, Almanya’da, Türkiye’de.. kimi dönemlerde uygulandığını anımsadığımızda “neden yürümedi?” sorusunu da düşünmek gerekiyor..Buna verilecek yanıtın, sistemin sağlıklı ve sorunsuz işlemesini sağlayacak bir eğitim düzeni ve güvenilir denetleme sistemi olduğunu düşünüyorum..Ki siz de kitabınızda bunu dile getirmişsiniz. Bu açıdan kuramınız biraz daha geliştirilebilir..

Varsayımınızla igili değişkenler üzerinde biraz daha durulursa yerinde olacağını düşünüyorum..Çünkü değişkeni neredeyse sınırsız bir varsayım üzerinde çalışmışsınız.

Kitabınızda iletişim sorunumuza dikkat çekmeniz çok yerinde olmuş..Uzun süredir bu soruna ben de çevremde dikkat çekiyordum, hatta bir yazımda ben de birkaç örnek -size paralel anlamda- vermiştim..Sözünü ettiğim çalışmamızda da ayrıca bu noktaya dikkat çekiyorum.

Kitabınızın sonuna bir kaynakça eklemeniz yerinde olurdu kanımca. Şimdilik görüşlerim bunlar..

Toparlarsam, kendi içinde tutarlı, bütünsel,sağdulu bir çalışma olarak değerlendirebilirim..

Bana, yazdıklarınızla üzerinde düşünmeye değer bir alan yarattığınız için size ayrıca teşekkür ederim.

Bursa’ya yolum düştüğünde yüz yüze de tanışmayı umuyorum.

Esenlik ve başarınızın daim olması dileğiyle..

Cavit SARIKAYA (Antalya) -E-mail:
———————————————————————————————-

Teşekürler Öğretmenim ,çok güzel bir konuya dikkat çekmişsin.Bu kadar bozuk bir siyasi ahlakın olduğu ülkede seçmenlerinde örgütlenip bilinçli seçmen olmaları gerekiyor.

Aleviyiz.org Sitesinden
———————————————————————————————-

Sn. Salıh Ekıncı,

Partısız bır yönetım bıcımı mı! Bunun nasıl olabılecegı hakkında bır fıkrınız var mı, afbuyurun ama polıtıka konusunda bıraz ılgısızım, zıra mıgdemı bulandırıyor konu ;Icınde ,altında, üstunde ,yamacında ,yakınında (in,on,between,near,next to ılk aklıma gelenler ,bu konudada yetersızım sanırım karıstırmayayım ıngılızceyı), bıtısıgınde olan herkesın, sahsı menfaatlerı ıcın yapmayacakları hıc bır sey olmadıgına ınanıyorum.Hatta hatta ılerı gıdıp, bırbırlerıne ekranlarda, gözönunde etmedıklerı laf kalmayan lıderlerın, el ayak cekılınce, rakı sofrasında, hepıcıgımızın güdük oldugu konusunda fıkırbırlıgı ederek ,seref(!)imize kadeh kaldırdıkları paronayasındayım.

Hayalınızdekı, partısız yönetım seklı  kı dılerım cobana ıhtıyacımız olmadıgı günler ütopya olmasın, canıgönulden dılegınızın gerceklesmesını dılerım. Demokrasıden, dıktatörlüğe dogru caktırmadan gıden rejımımızde nasıl bır umud gucu ıle dıle getırılır, hayret edıyorum. Bızler elımızle o koltuga oturttugumuz adama hesap soramayan bır mılletız,”baba sen ne ayaksın” demedık hıc, hep ”baba büyüksün”dedık.

Bu gerceklık ıle umutlanmak takdıre sayan, ne dıyelım.

Hayat (Kızılbaş Forumdan)
———————————————————————————————

Sevgili kardeşim M.Salih EKİNCİ,sürekli kanayan yaralarımıza yine “tuz basmış”.Getirip yine sonucu “partisiz yönetim”e bağlamış. Ah be canım kardeşim, partisiz yönetimin yürürlüğe girmesini bu coğrafyada hiç müsade ederler mi? Menfaat odakları bunu hiç isterler mi?Ulusal ve uluslararası sermaye bunu hiç destekler mi?tabiiki cevap kocaman bir HAYIR. Ama senin mücadele azmine ve bundaki sürekliliğe hayran olduğumu ifade etmeliyim… Yalnız da kalsan, sana yürekten katılmamak mümkün değil.Sana ve senin gibilere gıpta ile bakmamak olanaksız. Sana sağlık dolu uzun yıllar ile geçecek mücadeleler diliyor,meşaleyi yalnız taşısan da başarılar diliyor, ,selam ve saygılar sunuyorum.ESEN KAL…

Prof.Dr. Ömer AKAT  (Yeniperspektif.com)
———————————————————————————————-

evet   yazdıklarınız  bugün yaşanan gerçekler ama bugün gelinen noktada  hükümet gerçekleri millete  göstermemek için  her gün  bir askeri darbe planını ortaya atıyor bir gün kafes son gün balyoz la zavallı türk milletini yatırıp kaldırıyorlar  işin en acı yanı zavallı tekel işçilerinin dramını bile ne gazetelerinde nede televizyonlarında vermiyorlar  birde ülkenin maliye bakanı  çikıyor marhametten bahsetmiyor mu  ah ah ah sevsinler sizin merhametinizi demekten başka şimdilik elimizden bir şeyde gelmiyor millet işsız millet aç millet perişan  bunlarda  çok çok çok merhametliiiiii….

Muratcık (Yorumcuyuz.net)
———————————————————————————————-

Sayın ekinci tesbitlerinizden anladığım kadarı ile küresel vede ulusal sermayenin bizim ülkemizde vede ırakda kümülenmesi nedeniylede  ayrılıkcı toplumlar arasında bir uyum sağlayabilmek amacı ile bu açılım gündeme alınmıştır,diyorsunuz. velevki bu varsayım bir gerçeği yansıtıyor , peki ulusal vede küresel sermayenin, bizim ülkemize yatırım yapması bize  kazançmı sağlar yoksa ziyanamı uğratır?, işte bu soru çerçevesinde düşündüğümüzde kendi görüş açımdan bu benim ülkemin menfaatine vede yararına olabilecek güzel bir pozisyondur.  çünkü her gün artan nüfus ve genç potansiyelimizle  daime işe ve ekmeğe ihtiyaç duyan bir ülke konumuna giriyoruz ,öyle ise bu genç nüfusa refah içersinde yaşayabilmesi için gelecek bu sermayenin  bize bence faidesi vardır. temennim odurki keşke ifade ettiğiniz şekilde bu kuresel vede ulusal sermaye benim ülkeme gelsede, herkese iş imkanı bulsak , biliyorum 68 kuşağı kominizminin sermaye düşmanlığı bunu sömürü kabul ederek bu ülke satıldı feryatlarına kalkışacaklardır ama, şu gerçeği unutmamak gerekirki bugün globalleşmiş bu yer kürede her ülke kendi insanına iş sağlaya bilmek amacı ile küresel sermayeyi kendi ülkesine çekme yarışındadırlar.

Makgül (Yorumcuyuz.net)
———————————————————————————————-

Sayın alparslan  sayın ekincinin açılım hakkında anlattıkları daha mantıklı geldi bana şu bop hikayesini çoktandır dinliyoruz kimileri sizin alıntıladığınız gibi yorumlarken  kimileride bop un bir orta doğu kalkınma projesi olarak yorumluyor , ve şahsen  erdoğanın  sizin ifadeye çalıştığınız şekildekiş bir projeye eş başkan olabileceğinede inanmıyorum ,çünkü benim ülkemde ne yazıkki muhalefet çok acımasız vede insafsızca iftiralar üretmekte ama bu iftiraların çoğuda boşa çıkmakta , ama ne yazıkki bu yalanlar ortaya çıkıncada  öyle yüzsüz muhalefetimiz varki özür dilemek erdemliliğini bile gösterememekte

Makgül- (Yorumcuyuz.net)
———————————————————————————————-

çok güzel bir yazı yazılanlara katılmamak elden değil analar ağlamasın dıye dıye anaları ağlatanlar dan tutun da kardeşlik projesi deyıp etnik bölücülük yapanlara kadar bırcok çelişkilerle dolu bir ıhanet sürecini izliyoruz

alpözgür (Siyasi Forum Sitesi)
———————————————————————————————-

sayfanın yıldızını yükselten yazılardan.tebrik ederim.

derviş ali – Antoloji.com –(Forum Siyaset Durağı)
———————————————————————————————-

çok değerli ağabeyim,sevgili dostum;her zamanki gibi mükemmel bir bakış açısıyla karşımıza çıktın.kaleminde yüreğin gibi çok temiz ve tek kelimeyle mükemmel, Allah yar ve yardımcın olsun.sizi seviyor,saygılarımı sunuyorum.

 m selim sincar  (Yeniperspektif Sitesi)
———————————————————————————————-

Sayın hocam yazınızı aldık. elinize sağlık ama yazıyı çok uzun tutmuşsunuz, yinede hiç özüne dokunmadan yarın ki gazetemizde yayınlayacağız bilgilerinize,

Ercan ATAY  (Batman Gazetesi )
———————————————————————————————

Günaydın değerli dostum.

Yazınız ulaştı ve aydın arkadaşlarımla paylaştım.
İlginzi çin teşekkkür eder sağlıklı günler dilerim.
Umur Özlüer (Marmaris Haber Dergi)
———————————————————————————————-

Değerli Arkadaşım,
Sıkıntılı, uzun süren bir dönem nedeniyle gönderdiğiniz -birkaç ay oldu- makalenize teşekkür edemedim. Bir ara Bursa’ya gelme durumu vardı, ama olmadı, bir olasılık yazın gündemime yeniden gelebilir. Olursa elbet bir merhaba deyip sizi tanıma fırsatı yakalamaya çalışacağım.. Elinize, yüreğinize sağlık, yazınız yine güçlü bir üslupla etkili biçimde kaleme alınmış, yararlandım, kimi arkadaşlarıma da ilettim.. Esenlik ve mutluluğunuz sürekli olsun..

Cavit SARIKAYA  e-mail:
———————————————————————————————-

Değerli kardeşim,

uzunca bir süredir haberleşemedik…nasılsınız? Çalışmalarınız nasıl gidiyor? Yeniden seçim sözleri ortalıkta dolaşmağa başlayınca sizi düşündüm… ” Siyasi partiler demokratik sistemin vaz geçilmez unsurlarıdır ” cümlesi 1960 darbesi sonunda bir anayasa maddesi olarak girmiş…daha öncesinde böyle bir madde yok yani 1924 anayasası bizim düşündüğümüz sisteme çok daha yakın gözüküyor…bu konuda siz ne düşünürsünüz ?  Saygılarımla

 H.Öklem (Yazar)
———————————————————————————————-

Değerli kardeşim..,

çalışmalarınızı kutlarım. Oldukça önemli çalışmalar yapıyorsunuz. Ben de elimden geldiğince bu konuda yıllardır çalışan birisiyim. Türkiyeistan ve Olayazdı kitaplarımda da bu konuyu kısa da olsa işledim ve bir model önerdim..bana da insanlar size güldükleri gibi gülüyorlar. Ben.,  Siyasi Partiler ve Yönetim adı altında bir kitap hazırlığına başladım..acaba bu konuda enimle beraber hareket etmek ve kitabı birlikte oluşturmak istermisiniz? Ayrıca., siyasi partiler ve yönetim., veya partisiz demokrasi adı altında birlikte konferanslar verebiliriz. Böylesi birlikte konferans için benimle çalışmak istermisiniz? Belki başlangıçta çok fazla kalabalık toplayamayız ama bir yerden de başlayabiliriz sanıyorum…ne dersiniz? Gücümüzü ve aklımıza ortak kullanırsak belki düşüncelerimizi kamu oyuyla paylaşma hususunda biraz daha etkin yol alabiliriz sanıyorum..  Saygılarımla

H.Öklem (Yazar) e-mail:
———————————————————————————————-